Sağlıklı Beslenme & Diyet

10 Beslenme Miti

10 Ağustos 2022

Yazı: 10 Beslenme Miti | Yazan: Uzm. Dyt. Şeydanur Özpınar

Günümüzde bilgiye ulaşabilmek ve bir bilginin yayılmasını sağlamak çok daha kolay ve hızlıdır. Bu durum beraberinde çeşitli bilgi kirliliklerini getirmektedir. Kaynağı belirsiz yüzlerce, hatta binlerce veriye çok büyük kitleler çok kısa sürede ulaşabilmektedir. Beslenme bilimi de bu bilgi kirliliğinden oldukça olumsuz yönde etkilenmektedir.

Bugün sizlerle beslenmeyle ilgili doğru olduğu zannedilen fakat yanlış olan 10 beslenme mitini inceleyeceğiz.
 

  1. Kilo kaybı söz konusuysa “aldığınız kalori” ve “yaktığınız kalori” önemli olan tek şeydir.
  2. Kilo kaybı söz konusu olduğunda aldığınızdan daha fazla enerji yakarak kalori açığı oluşturmak önemli bir faktör olsa da önemli olan tek şey bu değildir. Yalnızca kalori alımına güvenmek, çok düşük kalorili bir diyette olsa bile birinin kilo vermesini engelleyebilecek çok sayıda değişkeni hesaba katmamak demektir.

    Örneğin hormonal dengesizlikler, hipotiroidizm gibi sağlık koşulları, metabolik adaptasyonlar, bazı ilaçların kullanımı ve genetik, sıkı bir diyet uygulasalar bile bazı insanlar için kilo vermeyi zorlaştırabilecek faktörlerden sadece birkaçıdır.

    Bu kavram aynı zamanda sürdürülebilirliğin ve diyet kalitesinin kilo kaybı için önemini göz ardı etmektedir. “Aldığım kalori, yaktığım kalori” yöntemini izleyenler, tipik olarak gıdaların besin değerlerine değil, yalnızca kalori değerlerine odaklanmaktadırlar ve bu çok büyük bir yanlıştır.

  3. Yağ içeriği yüksek olan yiyecekler sağlıklı değildir.
  4. Bu yanlış teori yavaş yavaş sona eriyor olsa da birçok insan hâlâ yağlı yiyeceklerden korkuyor ve yağ alımını tamamen kesmenin genel sağlıklarına fayda sağlayacağı umuduyla düşük yağlı diyetler uyguluyor.

    Diyet yağı optimal sağlık için gereklidir. Ayrıca, düşük yağlı diyetler, metabolik sendrom da dahil olmak üzere daha büyük sağlık sorunları riskiyle bağlantılıdır ve kalp hastalığı için bilinen risk faktörleri olan insülin direnci ve trigliserit düzeylerinde artışa neden olabilmektedir.

    Tabii ki ister çok düşük yağlı ister çok yüksek yağlı bir diyet olsun, her iki yöndeki aşırılıklar sağlığınıza zarar verebilir.

  5. Üç ana, üç ara öğün şeklinde beslenmek, sağlıklı beslenmenin en temel kuralıdır.
  6. Gün boyunca düzenli olarak küçük, sık öğünler yemek, birçok insan tarafından metabolizmayı hızlandırmak ve kilo vermek için kullanılan bir yöntemdir. Ancak sağlıklıysanız, enerji ihtiyacınızı doğru bir şekilde karşıladığınız sürece öğünlerinizin sıklığı önemli değildir.
    Bununla birlikte diyabet, koroner arter hastalığı ve irritabl bağırsak sendromu (IBS) gibi belirli tıbbi durumları olanlar ve hamile olanlar daha sık yemek yemekten yararlanabilir.

  7. Tatlandırıcılar şeker yerine kullanılabilir ve sağlıklıdır.
  8. Düşük kalorili, düşük karbonhidratlı, şekersiz gıdalara artan ilgi; tatlandırıcıların tüketiminde artışa neden olmuştur. Fakat tatlandırıcılar tahmin etmeyeceğiniz sağlık sorunlarına sebep olabilecek bir potansiyele sahiptir.

    Örneğin, sürekli tatlandırıcı kullanımı bağırsaklarımızdaki yararlı bakterilerde olumsuz değişimlere yol açarak ve kan şekeri düzeninin bozulmasını tetikleyerek tip 2 diyabet riskinizi artırabilir.

    Bu alandaki araştırmaların devam ettiğini ve bu potansiyel bağlantıları doğrulamak için gelecekte yüksek kaliteli çalışmalara ihtiyaç olduğunu unutmayın.

  9. Patates kesinlikle zararlıdır ve asla tüketilmemelidir.
  10. Genellikle beslenme dünyasındakiler tarafından “sağlıksız” olarak etiketlenen patatesler, kilo vermek veya genel sağlıklarını iyileştirmek isteyen birçok insan tarafından kısıtlanır.

    Patatesler de dahil olmak üzere herhangi bir sağlıklı gıdadan çok fazla yemek kilo alımına neden olabilirken, bu nişastalı gıdalar aslında oldukça besleyicidir ve sağlıklı bir diyetin parçası olarak dahil edilebilir. Patatesler; potasyum, C vitamini ve lif dahil olmak üzere birçok besin ögesini alabilmek için mükemmel bir kaynaktır.

    Ayrıca, pirinç ve makarna gibi diğer karbonhidrat kaynaklarından daha doyurucudurlar ve yemeklerden sonra daha tok hissetmenize yardımcı olabilirler. Patatesleri kızartmayı değil, fırınlanmış veya kavrulmuş yemeyi unutmayın.

  11. Çok düşük kalorili detoks diyetleri uygulamak kilo vermenin en iyi yoludur.
  12. Kalori alımını azaltmak kilo kaybını gerçekten hızlandırabilirken kaloriyi çok fazla düşürmek, metabolik adaptasyonlarda bozulmaya ve uzun vadeli sağlık sorunlarının oluşmasına yol açabilir.

    Çok düşük kalorili bir diyete geçmek muhtemelen kısa vadede hızlı kilo kaybını teşvik edecek olsa da çok düşük kalorili diyetlere uzun süreli bağlılık metabolizma hızında azalmaya, açlık hissinin artmasına ve tokluk hormonlarında değişikliklere yol açmaktadır. Bu nedenle araştırmalar, düşük kalorili diyet yapanların uzun vadede verdiği kiloyu korumada nadiren başarılı olduklarını göstermiştir.

  13. Muhakkak düzenli probiyotik kullanılmalıdır.
  14. Probiyotikler, piyasadaki en popüler diyet takviyeleri arasındadır. Bununla birlikte, bazen bireyler sadece popüler olduğu için sık sık probiyotik kullanmaktadır. Fakat yapılan bazı çalışmalar her bireyin probiyotiklerden fayda görmeyebileceğini göstermiştir.

    Bazı insanların sindirim sistemleri probiyotiklere dirençli olmakla kalmaz, aynı zamanda bilinçsizce tüketiken takviyeler yoluyla probiyotiklerin verilmesi bağırsak bakterilerinde olumsuz değişikliklere yol açabilir. Ayrıca hekim veya diyetisyen kontrolü olmadan rastgele probiyotik kullanımına bağlı olarak ince bağırsakta aşırı bakteri üremesi şişkinlik, gaz ve diğer olumsuz yan etkilere neden olabilir.

    Probiyotikler, sürekli kullanılması gereken tek bir takviye olarak reçete edilmesi yerine daha kişiselleştirilmeli ve yalnızca tedavi edici olarak bir yararın olası olduğu durumlarda kullanılmalıdır.

  15. Kolesterol içeriği yüksek gıdalar sağlıklı değildir.
  16. Kolesterol açısından zengin gıdalar, diyet kolesterolünün kalp sağlığını nasıl etkilediğine dair oluşan yanlış anlaşılmalar sebebiyle kötü bir üne sahiptir.

    Bazı insanlar diyet kolesterolüne diğerlerinden daha duyarlı olsa da genel olarak besleyiciliği yüksek kolesterol açısından zengin gıdalar sağlıklı bir diyete dahil edilebilir. Aslında, diyetinize yumurta ve tam yağlı/yarım yağlı yoğurt gibi kolesterol açısından zengin, besleyici gıdaları dahil etmek, tokluk hissini arttırmakla birlikte diğer gıdalarda bulunmayan önemli besinleri sağlayarak genel sağlık durumunuzu iyileştirebilir.

  17. Yeme bozuklukları sadece kadınları etkileyen bir beslenme sorunudur.
  18. Birçok insan yeme bozukluklarının ve düzensiz yeme eğilimlerinin yalnızca kadınları etkilediğini düşünmektedir. Gerçekte, ergen ve yetişkin erkekler de risk altındadır. Dahası, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki ergen erkeklerin %30’undan fazlası ideal vücut tipine ulaşmak için sağlıksız yöntemleri kullanıldığını bildirmektedir.

  19. Karbonhidratlar kilo almanıza sebep olur.
  20. Kilo alımı ve kalp hastalıklarının ortaya çıkmasında yağların suçlanması gibi, karbonhidratlar da birçok insan tarafından obezite, diyabet ve diğer olumsuz sağlık etkilerine neden olacağı korkusuyla dışlanmıştır.

    Gerçekte, nişastalı kök sebzeler, tahıllar ve baklagiller gibi lif, vitamin ve mineraller bakımından zengin olan besleyici karbonhidratları yemek sağlığınıza zarar vermez, aksine ciddi faydalar sağlar.

    Örneğin, Akdeniz diyeti gibi sağlıklı yağlardan ve proteinlerden oluşan yüksek lifli karbonhidratların dengeli bir karışımını içeren diyet kalıpları; obezite, diyabet, belirli kanserler ve kalp hastalığı riskinin azalmasıyla ilişkilendirilmiştir.

    Bununla birlikte, kek, kurabiye, şekerli içecekler ve beyaz ekmek gibi basit karbonhidrat açısından zengin diğer yiyecekler, aşırı yenildiğinde kilo alımını ve hastalık riskini artırabileceğinden kısıtlanmalıdır. Gördüğünüz gibi, gıda kalitesi hastalık riskinin ana göstergesidir.

 

*

 
Beslenme dünyası, kamuoyunda kafa karışıklığına, sağlık profesyonellerine karşı güvensizliğe ve kötü beslenme seçeneklerine yol açan yanlış bilgilerle doludur. Bu, beslenme biliminin sürekli değişmesi gerçeğiyle birleştiğinde, çoğu insanın sağlıklı beslenmeyi neyin oluşturduğu konusunda çarpık bir görüşe sahip olması şaşırtıcı değildir.

Bu beslenme mitleri muhtemelen burada kalacak olsa da beslenme söz konusu olduğunda gerçeği kurgudan ayırarak kendinizi eğitmek, bireysel ihtiyaçlarınıza uygun besleyici ve sürdürülebilir bir beslenme düzeni geliştirmek için daha güçlü hissetmenize yardımcı olabilir.
 
 
Uzm. Dyt. Şeydanur Özpınar
 
 

Referanslar ve Kaynakça:

  1. Benton, D., & Young, H. A. (2017). Reducing calorie intake may not help you lose body weight. Perspectives on Psychological Science.
  2. Camacho, S., & Ruppel, A. (2017). Is the calorie concept a real solution to the obesity epidemic?. Global health action, 10(1), 1289650.
  3. Clifton, P. (2017). Assessing the evidence for weight loss strategies in people with and without type 2 diabetes. World Journal of Diabetes, 8(10), 440.
  4. Park, S., Ahn, J., & Lee, B. K. (2016). Very-low-fat diets may be associated with increased risk of metabolic syndrome in the adult population. Clinical Nutrition, 35(5), 1159-1167.
  5. Liauchonak, I., Qorri, B., Dawoud, F., Riat, Y., & Szewczuk, M. R. (2019). Non-nutritive sweeteners and their implications on the development of metabolic syndrome. Nutrients, 11(3), 644.
  6. Limbers, C. A., Cohen, L. A., & Gray, B. A. (2018). Eating disorders in adolescent and young adult males: prevalence, diagnosis, and treatment strategies. Adolescent Health, Medicine and Therapeutics, 9, 111.
  7. King, J. C., & Slavin, J. L. (2013). White potatoes, human health, and dietary guidance. Advances in nutrition, 4(3), 393S-401S.

 
 

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

No Comments

Cevap Yaz

Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
Girne Antik Liman
Girne Antik Liman
Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan