Kahve Telvesi

Lüküs Kamarada Kimler Oturur?

16 Kasım 2023

Yazı: Lüküs Kamarada Kimler Oturur? | Yazan: Emine Öztürk

Yağlar sattık, ballar sattık. Ustamız öldü ama biz vazgeçmedik, pes etmedik hep işimizin başındaydık, kaçmadık. Aç kapıyı bezirgan başı, kapı hakkı ne verirse diyerek hakkımıza razı olduk, ses etmedik. Bir sıçan, iki sıçan… Hoooop… Üçüncüde hiç mızıkçılık yapmadan kapandık o dolaba.

Sokakları kutu kutu boyadık da sek sek sekmelere doymadık. Birler, dizler, beller… Sabahtan başladık, ayaklarımıza kara sular inene kadar ip atladık ama yine de doymadık, doyamadık. Toplar yaksa da ter su içinde ortada sıçan, yakar top oynadık.

Taş taş üstüne konularak sınırı çizilmiş kalelere gol atmaya çalışan, misketleri artsın diye mahalle mahalle dolaşıp misket oynayan. Bisiklet kullanmaktan ayaklarını yollarda bırakıp eve sürüne sürüne giden son çocuklar da galiba bizdik.

Biz doksanlarda çocuk olan neslin tek engeli akşam ezanlarıydı. “Akşam ezanı okunmadan evde ol” diyen annemin sesi şimdi bile hâlâ çınlar kulaklarımda. Sınırlarını akşam ezanına kadar zorlayan, sınırsız bir zaman diliminde yaşadık bütün günleri acıkmadan, susamadan. Karnında ziller mi çaldı? Çalsın! O oyun yarım bırakılmaz, bırakılamazdı. Ama önünde sonunda bir komşuanne imdata yetişir, salçalı ekmek mutlaka mideye indirildi.

Okula giderken oflanıp puflanmalar yoktu. Hergün yeni bir heyecan ile giderdik okula. Hem öyle servisle filan da değil ha. Mahallenin tüm çocukları el ele tutuşup bazen kahkahalarla, eee bazen de itiş kakış, bağırış çığırış kavgalar ile gidilip gelinirdi. Küslükler en fazla yarım gün sürerdi. Ertesi sabah her şey unutulur, yine o okul yoluna revan olunurdu.

Şimdilerde olduğu gibi öyle kafamıza göre giyinerek de gidemezdik okula. O mavi önlük illaki giyilecek, beyaz yaka takılacak, ütülü mendiller ceplerde yerini alacak. Beyaz çoraplar muhakkak giyilecek. Saçlar derli toplu taranacak, toplanacak; o örgüler örülecek.

Kara tahtaya sadece beyaz olan tebeşirler ile yazarken bile sevinen sonradan eklenen sarı, pembe, kırmızı renk tebeşirlerle sevinçleri katlanan ufacık şeylerde bile mutluluğu yakalayan çocuklardık biz.

Sonra öyle bilgi edinmek için elimizin altında tabletler yoktu. Soru çözmek ya da kitap okumak için çokça kitap seçeneğimiz de yoktu. Hele bir de ilçede ya da köyde yaşıyorsan imkansıza yakın. Ancak merkez kütüphaneye gidebilirsen elden ele dolaşmaktan harap olmuş, rengi solmuş, sayfası eksiksiz bir kaynak bulabilirsen şanslı günündesin demekti. Kitaplardan konuşup, Cin Ali’den bahsetmeden bu bölümü kapatırsam, okuma alışkanlığının mimarisi olan bu seriye büyük haksızlık etmiş olurum.

Öyle WhatsApp gruplarından ödev bilgileri atılmazdı. Ödevleri not almak bizim en önemli görevimizdi. Annemiz, babamız öğretmenlerimize istedikleri zaman ulaşıp olur olmaz her şeyi soramazdı. Sonra bize hiç “Ödevini yap” diyen de olmadı çünkü biz okuldan gelir gelmez ödevlerini yapan, bitirmeden rahat nefes alamayan, sorumluluk bilinci tam çocuklardık.

PlayStation oyunumuz yoktu belki ama şekilleri yerine yerleştirmek için zamana karşı çırpındığımız ve heyecandan ölüp ölüp dirildiğimiz tetrislerimiz vardı. Kutu kutu oyuncakları olan arkadaşlarımız elbette çok azdı. Ama hepimizin mutlaka çamurdan yaptığı çanak çömlek, tencere tavası, güneşte kurtulmaya bırakılmış, kurdudukça sulu boya atölyesinde renk verdiğimiz yüzde yüz doğal el emeği, göz nuru oyuncaklarımız vardı. Kendi oyuncağını kendi üreten son çocuklar da bizdik.

Bizim her akşam evde bir sinema filmi açıp ailecek izleme şansımız da hiç olmadı ama pazar akşamlarının vazgeçilmezi “Bizimkiler” dizisi şimdi buradan baktığımda hiçbir sinemanın vermediği lezzeti veriyordu bize. Erkek çocukları “Kara Şimşek”, biz kızlar “Hayat Ağacı” dizilerini dört gözle bekler, altımıza kaçırma pahasına bile olsa o küçücük ekranın başından kalkmazdık.

Susam Sokağı, Taş Devri, Red Kit, Tom ve Jerry, Temel Reis, Jetgiller, Pembe Panter, Müfettiş Gadjet, Scooby Doo, Ninja Kaplumbağalar, Casper, Tazmanya Canavarı, Şirinler, Pokemon, X Man, Voltran, Heidi, He-man, She-Ra, ve Hayalet Avcıları isimlerini geçirmezsem çok çok haksızlık edeceğimi düşündüğüm, beynime çocukluğuma ait derin izler bırakan çizgi filmler.

Ve sonra, “Lüküs kamarada kimler oturur?” diyen Sezenler. “Kız hepsi senin mi?” diye soran Tarkanlar. “Domates, biber, patlıcan” diye diye eğlendiren Barış abiler. “Şişt sişt sakın ol, sinirlerine hakim ol” sözleri ile psikolog desteği veren Sertaplar. “Aboneyim abone, biletleri cebimde” diyen kendi yerini garantileyen Yoncamikler. “Benimle Oynama” derken bile bebek yüzlü lakabını kapan Burak Kutlar. Delikanlısı ile iliklere işleyen Yıldız Tilbeler. “Hey Çorc versene borç” dese de Mikeal’dan borç alamayan Hakan Pekerler. “Bu kız beni görmeli” bir de üstüne “kazak örmeli” diyen Mustafa Sandallar. Karabiber Serdarlar, Hercai Çelikler, Roma’yı yakan Kenanlar, “Beni affeder misin?” diye yalvaran Rafet el Romanlar. Daha kimler kimler, ne sözler, ne şarkılar… Doksanlara damgasını vuranlar hâlâ bile nefessiz dinleniyor.

Şimdilerde her şey yavan, sahte ve ruhsuz.

Bu çağın çocuklarının uçurtmaları tellere takıldı.

“Biz sokaklarda oynayan dertsiz son nesildik.”

Bizim çocukluğumuz çocuk gibi çocukluktu. Başkaydı, evet bambaşkaydı.

Lakin

Doksanlarda unuttuğumuz dostluk, arkadaşlık, vicdan sahibi olma, sevme, sevilme, dürüstlük, yetinmeyi bilme, az ile mutlu olabilme, tüm değerlerimizi, gerçekten dibine kadar yaşadığımız her bir duyguyu saflığı temizliği bu “yeni nesil “, “z kuşağı”, “y kuşağı” bilmem ne diye isim taktığımız, beğenmediğimiz aslında pırlanta gibi olan nesile biz aktaramaz mıydık? Aslında bu bizim elimizde ve çok da zor değil sanki?

Siz ne dersiniz???
 
 
Emine Öztürk
 
 

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

22 YORUMLAR

  • Yanıtla Didem Çelebi Özkan 16 Kasım 2023 at 07:42

    Cevap veriyorum kuzucum 😁 Çok zor. Ve aslında çok da gerekli değil bana kalırsa. Evet, satırlarını okurken ben de duygu yüklü nostaljik anlar yaşadım, her biriyle olan anılarım tek tek geçti gözümün önünden. Ama… Ama bu bizim geçmişimiz. İnan, bugünün çocukları da kendi geçmişlerini yad ederken belki de o günkü gençliği de onlar eleştirecek. Bu değişmez kural gibi 😉
    
 
    Nostalji yazısı çok yazılır bizim dergide. Eski yazarlarımızdan Seda da geçmişi özlemle anmayı severdi.
 
Açıkçası ben öyle değilim. Yaşadığımız her şeyi elbette büyük bir mutlulukla anımsıyorum ama çocuklarımın da aynısını yaşaması gerektiğini düşünmüyorum. Çağ değişti. Bu çocuklar dünyaya gözleri açık geliyor, deyimi gerçek anlamıyla kullanıyorum. Doğdukları andan itibaren bilinçliler sanki. Teknolojinin içine doğdular, aynı anda birçok şey yapmak için evrilmişler sanki.
    
 
    Sevgiydi aslında yazdıklarının özü ve bence bunu yani sevgiyi aktarmaktan başka bir yükümlülüğümüz yok. Sevelim ve ahlâklı yetiştirelim, gerisini zaten bu çok zeki çocuklar kotaracak bence. Ki sen bunun canlı örneklerinden birisin; oğullarını geçmişin bilgisi, bugünün görgüsü ve geleceğin öngörüsü ile yetiştiriyorsun zaten 😉

  • Yanıtla Emine Öztürk 16 Kasım 2023 at 08:31

    Güzelliğim yazdığın her satıra kesinlikle katılıyorum. Benimki evet sadece kendi çocukluğuma özlem.
     
    “Bizim zamanımızda…” diye başlayan cümleler ile inan hiç nasihat benim tarzım değil oğullarıma. Bizim zamanımız bize güzeldi, onların zamanı onlara.
     
    Benim anlatmak istediğimi sen yakalamışsın zaten 😉 Herkes saçma sapan isimler takarak ” Z, Y, X” gençleri öyle eleştiri yağmuruna tutuyor ki sinir krizi geçirmemek mümkün değil. Vermediklerinizi bekleyemezsiniz isyanı benim ki.
     
    Ve anneliğim adına yazdıkların beni çok onore etti. Çok teşekkür ediyorum. 🙏
    Var ol..🌿

    • Yanıtla Öznur 16 Kasım 2023 at 12:36

      O yıllara gidip geldim canım, yüzümde bir gülümsemeyle 🙂 Bu yıllara göre daha bi’ samimiyet ve doğallık vardı.

      • Yanıtla Emine Öztürk 16 Kasım 2023 at 12:47

        Yüzündeki gülümseme hiç eksik olmasın senin.🙏
         
        Ben biliyorum sen en çok ip atlama kısmını sevmişsindir. Birler, dizler, beller… 😉
         
        Vakit ayırıp okuduğun için teşekkür ediyorum.
         
        Ve sen iyi ki 90’lardan bu yana hayatımdasın.💜

        • Yanıtla Öznur 16 Kasım 2023 at 13:23

          İyi ki 💞
          Tabiiki ip atlamak 🤩

    • Yanıtla Aliekber 17 Kasım 2023 at 22:33

      Ahhh, çocukluğum geldi aklıma. Okudukça döndüm o yıllara. Edip abi şöyle demişti ya hani; “Gökyüzü gibi bir şey şu çocukluk hiçbir yere gitmiyor” bir yanımız hep çocuk!
       
      Sokak oyunları, mavi önlük (ben iki yıl siyah önlük giydim bu arada), susam sokağı (Edi ile Büdü, Kurabiye canavarı,) Benim adım Cemil, katil, Kapıcı Cafer, tabikii Bizimkiler…
       
      Her şey ne kadar değerliydi, ne kadar güzeldi. Ne çabuk bitti, ya nasıl geçti. Modern çağa yenildi her şey, sokakta oynayan çocuk yok, çabuk erişilebilir hiçbir şeyin zaten değeri, kıymeti yok. Momo’mu okusam ya da Küçük Prens?
       
      Yüreğine sağlık arkadaşım, çok güzeldi.

      • Yanıtla Emine Öztürk 19 Kasım 2023 at 23:34

        Bu hissiyatı yaşatabilmek benim için çok kıymetli.🙏
         
        “Gökyüzü gibi bir şey şu çocukluk, hiçbir yere gitmiyor.”
        – Edip Cansever
        🤎
         
        Vakit ayırıp okuduğun, bir de yorumladığın için çok çok teşekkür ediyorum. 🙏

  • Yanıtla Reyhan 16 Kasım 2023 at 09:15

    Çok güzel ve değerli bir yazı olmuş. Kalemine sağlık arkadaşım. Geçmişi sırf o saflığı ve güzellği yüzünden çok özlüyorum 😔

    • Yanıtla Emine Öztürk 16 Kasım 2023 at 11:32

      Zaman ayırıp okuman çok kıymetli. 🙏
       
      Ben de dediğin gibi özlem duyuyorum zaman zaman arkadaşım.
       
      Çok teşekkür ediyorum yorumladığın için.
       
      Sevgiler 🍁

  • Yanıtla Ceyhan 16 Kasım 2023 at 09:43

    Yazı okurken eskiyi nasıl da özlediğimi fark ettim. Baskıların, kuralların, sınırların aslında bizi biz eden şeyler olduğunu fark ettim. Ve anladım ki ne zaman değişim ne de mekan… Değişen ve kötü yönde değişmeyi, benliğimizi kaybetmeyi, saçmalamayı, yaşayamamayı biz insanlar tercih etmişiz meğer:(
     
    Dilerim ki umudun bile eksildiği bu çağda bize güzel anları aratmayan yazılarıyla bize umut olan sizin gibi insanlar hep var olur. 🌹
     
    Elinize, yüreğinize sağlık 🤎

  • Yanıtla Yıldız 16 Kasım 2023 at 10:28

    Bayıldım, bayıldım. Gözümün önünden çocukluğum geçti. Ki daha iki gün önce arkadaşımla aynı şekilde o günleri andık büyük bir özlem ve neşeyle. Kaleminize sağlık, nasıl da sıcak ve nostaljik bir yazı olmuş. Nasıl da mutlu ettiniz yazdıklarınız, hatırlattıklarınızla…

    • Yanıtla Emine Öztürk 19 Kasım 2023 at 23:37

      Sevgili Yıldız 🌟
       
      Yazımın seni o günlere geri götürmesi benim için çok kıymetli. 🤎 Bazen o özlem bende burun sızlatıyor ama büyüyoruz ve bunu durdurmak imkansız.
       
      Değerli vaktini ayırıp okuduğun ve yorumladığın için çok teşekkür ediyorum.
       
      Sevgiler

  • Yanıtla Emine Öztürk 16 Kasım 2023 at 11:36

    Sevgili Ceyhan;
     
    Seni tanımadan tanıyan ben, senin ne kadar güçlü ve başarılı bir kadın olduğunu biliyorum ve seninle gurur duyuyorum.
     
    Bahsettiğin kurallar, baskılar, sınırlar olmasaydı da inan bana sen yine sen olurdun. Başarı ve cesaret senin ruhunda var.
     
    Zamanın çok kıymetli, bana ayırdığın kısım için minnettarım. 🙏
     
    Sevgiler 🍁

    • Yanıtla Ceyhan 16 Kasım 2023 at 19:06

      🍀💚🫠

  • Yanıtla Metin Çoban 17 Kasım 2023 at 14:02

    Güzel anılarla dolu, güzel bir gençlik yaşamışsın. Ben senden bir, iki önceki gruptanım, boomer mı ne diyorlar ondan 😂
     
    Her çağın kendine özgü güzellikleri ve anıları var. Biz bu yukarıda saydıklarının çoğunu yaşamadık. Sıkıntılı, darbeli bir ortamda büyüdük fakat sosyalleşmeyi yine de başardık, modern topluma köprü olduk, siz de şimdi kendi çocuklarınıza köprü oluyorsunuz. Sizler bilgi işlem çocuklarısınız, sosyal medya çocuklarısınız. Emin ol çocuklarınızın da hayatları zevkli, kaliteli ve verimli geçecek, bunu siz oluşturdunuz.
     
    Yazın harika olmuş 👌
     
    Sevgiler ❤️

  • Yanıtla Emine Öztürk 17 Kasım 2023 at 20:50

    Çok çok teşekkür ediyorum Sevgili Metin. Yorumun Çok kıymetli.
     
    Cümlelerin o kadar isabetli ki… Herkesin gençliği kendine güzel. 💯 Arkamızdan gelen bu pırıl pırıl neslin ömürleri de kendileri gibi olsun.
     
    Sevgiler

  • Yanıtla Ömer Hoca 21 Kasım 2023 at 03:41

    Her şey zamanında güzel. Dünyanın kanunu bu. Her yeni nesil kendinden sonraki nesli beğenmez. Herkes geçmişteki güzellikleri anımsar ve ne kadar güzeldi der. Belki güzel günler geride kaldı ancak önümüzde yaşanacak daha güzel günler var, onu da unutmayalım. Bizden sonrakiler için güzel bir dünya bırakmak için çalışmayı unutmayalım.

  • Yanıtla Emine Öztürk 23 Kasım 2023 at 07:20

    Merhabalar Ömer öğretmenim.
     
    Kesinlikle benimki de geçmişe özlem. Herkesin gençliği, çağı kendine güzel. Şimdiki gençleri eleştiri yağmuruna tutuyorlar bundan hiç hazetmiyorum.
    Yazının sonundaki sitemim de ondan dolayı.
     
    Zaman ayırıp okumakla kalmayıp bir de yorumladığınız için çok teşekkür ediyorum.
     
    Sevgiler

    • Yanıtla Ömer Hoca 23 Kasım 2023 at 15:19

      Eyvallah, rica ederim 🙏😊

      • Yanıtla Hikmet 14 Aralık 2023 at 08:47

        Bir geçmiş zaman bu kadar güzel anlatılamazdı Emine Hanım. O günler asla ve asla unutulmaz, çok güzeldi bizlerin çocukluğu; samimiyet, içtenlik vardı. Komşuların kapanmayan o açık kapılarını gördük, eve çıkmaya üşenip alt komşudan su istemeleri gördük, bizim hamburgerimiz bir dilim ekmeğin üzerine sürülen o salça muhteşemdi ahh. Valla Emine Hanım kaleminize, yüreğinize elinize sağlık. Sağlıcakla kalın. 👋

  • Yanıtla AB-I HAYAT 12 Ocak 2024 at 13:49

    Geçmiş, bugün ve gelecek…
    Hepsinin yeri apayrı olan zaman dilimleri. Yazdıklarınız, yaşadıklarınız o kadar çok güzel ki yaşayacaklarınızın güzel olacağının habercileri gibi… Ve ömrünüz hep bahar bahçe olsun canım cananım Kadın🫂🌸
    Ben galiba eski kafalıyım ve bunu seviyorum. Eskiye ait bir şey bulduğumda saklarım mesela. Eskiye ait bir hikayenin hemen dinleyicisi olurum. Nerden geldik, nasıl geldik, nerelere gittik, ne yaşandı, ne yenirdi, ne içilirdi, ne giyilirdi. Özellikle de eskiye ait giyim kuşam, müptelasıyım!
    Eski o kadar benmişim gibi duruyor ki , yaşadığımız çağda bazen boğuluyorum. Bu çağ ve bu çağdaki bazı şeyler beni mutlu etmiyor sanki. Ya da ben mutlu olmayı bilmiyorumdur belki de.
    Aslında “Coğrafya kaderdir.” demişti İbn-i Haldun. Belki de çok haklı kaderin coğrafyandır.
    Peki kuşak dinler mi Coğrafya? Dinlemez! Ne yaşaman gerekiyorsa yaşarsın. Sen bu kuşaksın bunu izleyeceksin, bunu yapacaksın, bunu giyeceksin dese imkanlar hemen kendini belirtir:” Sen hey! Sen ne ile yapacaksın?” demez mi? Tabi ki der…
    İmkan, imkan, imkanlar derim burada!

    “Yaşananlar her ne idiyse bu geçen yıllar boyunca her kim incindiyse ancak birbirimizi anlamakla iyileştirebiliriz yaralarımızı” diyor BeJan… Ben de derim ki yaşananlar, yaşatılanlar, yaralar kabuk bağlıyor ve ara ara kanıyor BeJan. İsmin gibi acısız, ağrısız değil bu hayat BeJan…
    Aynı zaman dilimlerinde aynı imkanlara sahip olamayan ve daha acı hikayelerle boğuşan o kadar bahtsız insan var ki!
    İşte burada İbn-i Haldun’un ne kadar haklı olduğunu görüyoruz.

    X,Y,Z bilmem ne kuşakları dediniz ve çok haklısınız. Eğer mutlu olmayı bilirsek zamanın ve mekanın da önemi yoktur. Ve bu güzelim duyguları nesilden nesile aktarmakta kolay olur.
    Yani bahçeni şenlendirmekte senin elinde soldurmakta. Biz mutluluğu hep arzu edelim, onu hep çağıralım zira o bizi bulacaktır diyelim mi?
    Ve binboğa ormanı misali seviyle, sevgiyle, mutluluklarla, sevinçlerle boğulalım diyor ve yüreğinizden öpüyorum🤍

  • Yanıtla Emine Öztürk 13 Ocak 2024 at 06:57

    ” Coğrafya kaderdir. ” çok haklı bulduğum bir söz benim de. Fakat seni baz alarak konuşursam sen, kaderinin dışına çıkabilen nadir gençlerdensin.

    Ve “imkan imkan imkan” demişsin. Buna da katılırım. Ama yine sen bu imkansızlıklar dahilinde bile kendini parlatmayı bilmişsin. Takdire şayan.

    Sen toplayıcı kısmındaymışsın geçmişe ait izleri ama ben atma.🙈 Ben çok eski sevmiyorum anı ve şarkı dışında. Dinlerim sadece. Eskiye ait anılar beni besler yazmak için. Ve şarkılar ruhuma hep şifa.

    Son paragraf muazzam. 👌 Tercihlerimiz söylemlerimiz çok önemli. Çünkü neye niyet edersek onu mutlaka yaşarız. Hep iyiye odaklı, bahçeleri şen olalım. Harika yorumun için çok teşekkür ediyorum güzelim. 🧡
    Sevgiyle..

  • Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan