Başka başka gözler Süzer bedenimi Kafalarında ince sorular Bu kadın bana verir mi? Olsa n’olur? Olmasa n’olur? Geç bunları Geç kardeşim, canım ciğerim Geç Yürü, dön önüne yürü Durmak geri kalmaktır Yürü Mehtap Uğur…
Öyle Çıplak Gel Gel de gör yalnızlık ne Bir güçlü görünme sevdası S.kti.imin dünyasında Yalnızlık öyle ağır Sanki sana değil Yalan Hepsi yalan Ben ne kadar çıplaksam Sen o kadar Ben ne kadar haykırırıyorsam Sana Hayata Boğaza Kahpe İstanbul’a Hepsi yalan Öyle isyan Öyle…
Neresi Acıyan? Kendi nefesimi izliyorum Usul usul iniyor, kalkıyor göğsüm İçini merak ediyorum İniyor gözler Arterlere, kapaklara Bu mu acıyan? Neresi Bekleyen Gözleyen, özleyen, özleten? Çılgınca atan kanı oradan oraya Bekleyen kim? Usul usul nefesler İner kalkar ciğerler Soluksuz Kim, kimsin? Mehtap Uğur…
Yalandan Elbise Bir dolu elbisem var dolabımda Anne Kadın İş Evlat Senin? Ya senin? Çıplak kalsam yanında Çırılçıplak Sade ben olsam Yıkasam güzel yüzünü çıplak yalnızlığımla Taşıyabilir misin? Dayanabilir misin? Sen, Sen güzel insan Neresindesin? Tutabilir misin Annenin dizinden Babanın Komşunun ötesinden Elimi? Mehtap…
Gönülden kopan bir sonbahar yaprağı. Usul usul süzülüyor. Seyrediyorum. Güneş sıcak. Yakıyor yüzümü. Kılım kıpırdamıyor. Yakıyor. O yaprağın bir adı var elbet. Gidişini izliyorum. Bırak rüzgarı, en ufak bir esinti bile yok. Kımıltı yok. Kendi halinde, kendiliğinden kopup, yaprağın hafifliği, yükünün ağırlığıyla aşağıya, toprağa,…
Boşluk Salınan boş bir salıncak Baş dönmelerine gebe Mide bulantısı ve fenalık hissi Dön dolaş, kaç gel Aynı yerdesin Yüksel, umutlan, gülümse Müjdele herkese Dön Aynı yerdesin Oku, çalış, kız, kıskan Durma, bir ümit Aynı yerdesin Boş, fenalık hissi Baş dönmesi, kusma Buradayım Umut…
Ümmühan Özdemir Çanakkale’nin küçük bir köyünde, bir postacının ilk çocuğu. 5 yaşayan çocuğun ilki. Babasının annesinin göz bebeği. Kibar, akıllı, zarif. Büyüyüp de okul çağına gelince babası tarafından yatılı okula gönderilen, o civarda, tüm köylerde okumaya, okuyup meslek sahibi olmaya, kimseye bağımlı olmadan kendi…
Merhabalar, Herkesin iki kalem laf edesi lakin kelimelerin boğulduğu tuhaf günlerden geçiyoruz. Size de oluyordur; sabah kalkıp, rutini yapıp (dezenfeksiyon, kahvaltı, dezenfeksiyon) bir kenara iliştiğinizde, “Bunlar gerçekten yaşanıyor mu?” hissine kapılıyorsunuzdur sizler de. Bende yoğun bu his. Çok yoğun bir çalışma hayatım var (-dı),…
Ommm Ne can sıkıcı bir bilmece bu yaşam. Ardından gelene bakamadan, önündekini bilemeden, günün günü kovaladığı. Anlık heyecanlara aşık olup, nefes almaya çalıştığımız bir akvaryumdayız. En azından ben öyleyim. Sıkılma lüksüm yok çünkü yüküm çok. Ama ben pireli bir deli kadın, çabucak sıkılıp tüketme…
Dinmiyor Bal Kız Ve günler ayları Aylar günleri kovalar Yeni ay doğan güneşi Batan güneş yıldızları koklar O koku yayılır içerde Şaraptan keskin Ten kokundan öte Yıldız gözlü özlemim Hasretim Bitmeyen günüm, dinmeyen anestezim Yollarda gözlerim, bir sen Bir sen, tek sensin sebebim, İsyanım,…