Cadı Sanatı

Takıntılarını Yaz

12 Mart 2018

Çığlık atan öfkeli, agresif kadın. Takıntılarını Yaz.

Dün gece Instagram’da hayıflanıyordum, pazartesi benim yayın günüm ve hâlâ ortada yazı da, yazacak konu da yok, diye. Harika öneriler geldi. Bunlardan biri de, Takıntılarını Yaz idi.

Tanrımmmm. Bende takıntıdan bol ne var? Öncelikle en belirgin olanıyla başlayayım. Evime geldiğinizde fark etmemenize olanak olmayan düzen, simetri takıntım mesela.. Bunun kendinizi ve etrafınızdakileri ne kadar rahatsız eden bir durum olduğunu tam anlamıyla anlatabilmeme imkan yok.

Giyinme Odam

Giyinme odama girseniz örneğin, mağazadan daha düzenli bir odayla karşılaştığınız için gözleriniz fal taşı gibi açılabilir. Doku, renk ve türüne göre tasnif ediliyor benim kıyafetlerim şekerim. Ütüden sonra onları dolaba, yardımcım değil, ben asmalıyım çünkü her kıyafetin yer aldığı spesifik bir nokta var. Benden başka kimse de o kadar kıyafetin yerini ezberlemeye meraklı değil.

Askıların hepsi aynı model olmalı ayrıca, öyle binbir çeşit ve farklı renkte askı bulamazsınız benim dolabımda. Çıfıt çarşısı mı, kardeşim benim dolabım? Rengarenk askılar gözlerimi yoruyor.

Elbette tüm askılar aynı yöne bakmalı.

Bu “aynı yöne bakmalı” olayı evliliğimin ilk günlerinde Kamil’i pek bir şok ediyordu. Ama bir süre sonra bunu eğlenceli bulmaya başladı.

O, sabah hazırlanırken ben de yattığım yerden onu seyrederdim. Gömleğini aldıktan sonra askıyı özellikle ters çevirip dolaba geri asar; “Bakalım kaç dakika dayanacaksın?” diye sorardı. Dakika mı 😳 Mümkün değil. Keşke ona o hazzı yaşatmamayı başarabilsem ama onu haksız çıkartacağım diye kalbime inme mi insin?! Ayrıca değil askının ters takılması, boş askının, düz de takılsa, dolapta yeri yok ki. Boş askılar, askı kutusuna kaldırılmalı, dolaba geri konulamaz 😝😝

Bulaşık makinesini bile belli bir düzende dolduruyorum ben.

Düz tabaklar bir sırada, çukurlar başka bir. Yani bir çukurun arkasına düz konulamaz. Aslında bunlar biraz da tembellikten. Bu şekilde dizerseniz, boşaltması daha kolay oluyor. Bir ara çatalları, kaşıkları, bıçakları da aynı mantıkta bir arada koymaya başlamıştım ama bu pek tutmadı çünkü kaşıklar iç içe geçiyor ve düzgün yıkanmıyor o tasnifte 😏 Toplaması rahat oluyordu ama anında bu düzenden vazgeçtim. Şimdi çatallar ve kaşıklar aynı bölümde sevişebilirler, benim için sorun yok.

Takıntılarını Yaz dediniz bana, o zaman devam ediyorum. Dedim ya bitmez bende takıntı diye.

Yatak Örtüsü ile Origami

Yorganın üstüne serilen yatak örtüleri vardır ya, “Hımm ne olmuş onlara?” diye sormayın hiç. Şimdi yatmadan önce onun yatağın üstesinden kalkması gerekiyor, öyle değil mi? Söylememe bile gerek yok, elbette öyle dertop çekip alınamaz o örtü. Zaten birçok kadın da bir güzel katlayarak alır onu. Eee ben örtüyle nasıl bir savaşa mı giriyorum? Tanrım keşke bunu bir videoya çekip, buraya koysaydım. Maşallah origami gibi bir tekniğim var. Yaptığım gibi katladığınızda, ertesi sabah örtüyü aynı şekilde, silkme hareketine gerek olmadan, katlı halde yatağın üzerine koyup, çat çat katları açarak serebiliyorsunuz.

Peki evliyken bu durumun kocayla aramda nasıl bir savaşa neden olduğunu tahmin edebiliyor musunuz? Adam benden önce yatak odasına gidecek, örtüyü tek eliyle çekip yere fırlatacak diye, Survivor’daki Nagihan edasıyla koridorda bir omuz darbesiyle yolumdan çekilmesini sağlar, koşarak yatağın başına geçerdim. Onun “Allah’ım yardım et bana bu kadınla” bakışlarına aldırmadan katlama ritüelimi gerçekleştirirdim. Ohhh şimdi boşandım, yatak örtüsünü ben açacağım diye geceleri maratondaymışım gibi koşturmuyorum evin içinde. 😝

Tatil Bavulu

Tüm bunları yazıyorum sonra sokakta beni görünce kaçmayacaksanız size bir de nasıl bavul hazırladığımı anlatayım. Tam bir kabus. Ben öyle tatile çıkmadan bir gece önce bir saatte falan bavul hazırlayamam. En az bir hafta önceden başlamam gerekiyor. Şaka yaptığımı sanıyorsunuz değil mi? Oysa beni yakından tanıyanlar şimdi gülüyordur, “Doğru söylüyor” diye.

Nasıl mı bir hafta sürer bavul hazırlama?

Çok basit önce kendi bavulumu nasıl hazırladığımı anlatayım, ama unutmayın arkadan da aynı teknik ile hazırlanacak, iki çocuğun ve bir de kocanın bavulu geliyordu.

Diyelim ki yedi günlük bir tatil. Yedi gün; gündüz ve gece için, hadi yedek de yapmadığımı düşünürsek minimum on dört kombin demek benim için. Kombin ne demek peki? Öyle alt üst ne giyeceğimi seçmek mi sanıyorsunuz? Ayakkabısı, çantası, arkesuarı gibi birçok detay. Kombini yapar, üstümde dener sonra çıkartıp “Birinci Gün” başlığıyla bir kağıda kombinin her parçasını yazardım. Ne oldu, şok mu oldunuz 😂 Takıntı ne sanıyorsunuz? Öyle pufidik birşey değil takıntılar. Hayatınızın canına okur genelde.

Yazıyorum çünkü

Bütün kıyafetleri bavula tıktığınızda, gittiğiniz yerde genelde giyinirken bazı aksesuarları unutabiliyorsunuz. Bu olmasın diye ben de yazıyordum. Allahtan son yıllarda daha kolay bir yöntem buldum. Kombini yere koyup fotoğrafını çekiyorum 🙄 Giyineceğim zaman elime telefonu alıp fotoğraflar arasında gezinmem yetiyor yani.

Şimdi gelelim kocaya. Ona da aynı şekilde bir liste hazırlıyordum. Sonuçta ben mavi bir elbise giyerken yanımda bana uyacak birşeyle olması gerekiyor, öyle değil mi 🤭

Yetmez ama…

Tabi ki bu listeler iki çocuk için de yapılıyordu. Herkesin hangi gün ne giyeceği belli yani.

“Kızım sen işsiz misin?” diye hiç laf sokmayın. Gayet işsizdim ve oyalanmak için kafayı bu tarz şeylere takıyordum.

Sonuç olarak dört kişilik tatil bavulu en az bir haftada hazırlanıyordu. Bavul demişken tek bavulla seyahat edebileceğimi düşünmemiştiniz öyle değil mi?

Yola çıkacağımız gün, sabah herkesten önce uyanıp bavulları arabaya yerleştirirdim, sırf Kamil sabah sabah onca bavulu görünce kafayı yemesin diye 😏

Kamil iş seyahatine giderken de ben hazırlardım bavulunu. Ama zevkine pek güvenemediğimden, yaptığım kombinleri hatırlamayacağından ya da bavulun üstüne koyduğum listeyi fırlatıp atacağından emin olduğum için, kombinleri iç içe koyardım bavuluna. Örneğin bir kazakla kombinlediğim gömleği kazağın içine giydirir, katlarken de altına giyeceği pantolonu katın ortasına yerleştirirdim. Hahahahhahaha kontrol manyağı mı diyorsunuz bana 😠😂

Takıntılarını yaz, kendini anlat, dediler Instagram’da.

Ben de öyle yaptım. Kabul edin ama, şirin bir çatlağım ben 😉

Siz de bana kendi takıntılarınızı yazsanıza. Hepimiz ne kadar kaçığız, dökelim ortaya 🙃

NOT: Sitemiz yazarlarından Psikolog Gülizar Şehitoğlu’nun Takıntılı Düşünceler yazısına göz atıp, sizin de takıntı sayılabilecek davranışlara sahip olup olmadığınızı öğrenebilirsiniz.

Didem Çelebi Özkan

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

13 YORUMLAR

  • Yanıtla Ilgın Cenkçiler 12 Mart 2018 at 08:16

    Okudukça takıntılarımızla ne kadar iç içe olduğumuzu anladım. Mesela ben de bulaşık makinesinde tabakları boylarına göre, bıçakları illaki sivri uçları aşağı bakacak şekilde koyduğumu ve birini tembellikten diğerinide güvenlikten geliştirdiğimi fark etttim 😉
     
    Bu arada senin evindeki düzen bana huzur veriyor 🦋🦋

    • Yanıtla Didem Çelebi Özkan 12 Mart 2018 at 15:25

      Canikom benim, alıştın tabi sen benim obsesyonlarıma, artık acayip bile gelmiyordur 😉 Sendeki bir iki minik takıntı ise ancak arkadaşına uyum sağlamak için olabilir 🤗😘😘

  • Yanıtla Hande Sönmezerler Sinan 12 Mart 2018 at 08:30

    Hahahahhahaba bizzat deneyimlenmesem yok abartıyor diyeceğim ama gördüm, yaşadım, şaştım kaldım.
     
    O enerji hiç bitmiyor mu arkadaşım? :)))
     
    Kamil’in bavuluna çok güldüm. Hadi senin bavulunu Bodrum tatilinde yaşamıştım bizzat. Hatta sabah 4’e kadar yine kombin yapmıştın. Alemsin sen…
     
    Olsun seni böyle seviyorum, ne yapalım 😉❤️

    • Yanıtla Didem Çelebi Özkan 12 Mart 2018 at 15:27

      Ben de seni çoookkk seviyorum canikom. Asıl bu yaz birlikte çıkacağımız yeni tatilde gör sen beni. Daha önce otel odasındaki yatağı toplamadan odadan çıkamadığıma şahit olmadın, şimdi onu da yaşaman lazım 😂😂

  • Yanıtla Siren Eke 12 Mart 2018 at 11:11

    Birebir aynıyız. Tek renk askılarım var, boş asla dolaba konmaz, giysilerin hepsi aynı yöne bakacak, renk tonu ve dokuya göre de sıralanacak elbette 🙈 Simetromanım.
     
    Kombini yaparım ama çekmem çünkü gözümde canlandırır kombinlerim ben.
     
    Bi’ kocam olmadığından diğer kısımlara katılamıyor ve ex enişteme yine de sabırlar diliyorum 😂😂
     
    Ben biliyodum; ne cevherler var, daha neler çıkıcak senden. Bu kadarcık mııı diyorum şu an 😂😂😂
     
    Hanımefendi şeytan ayrıntıda gizliyse, sizin bi’ detaylar yumağı olmanız çok normal yoksa bu kadar özel bi kadın olamazdınız değil mi 😍😍😘
     
    Saygıyla selamlıyor, devamını bekliyorum 😂😘

    • Yanıtla Didem Çelebi Özkan 12 Mart 2018 at 15:32

      Aşk, aşk diyordun bana. Ardından bu yazıyı da yazdırdın. Şimdi bunları okuyan hangi adam yanıma yaklaşır 😩 Kendi bacağıma sıktım resmen 😂
       
      Amaaaan kısmet… Bunlar benim takıntılarım, millet mezara kadar sakladığı kendi manyaklıklarına baksın, öyle değil mi güzellik? Hayat senin ve benim gibi dürüstlere pek adil değil oysa ki… Ama adil değil diye biz de herkesin taktığı maskeleri takacak değiliz 😉
       
      Öperim seni ve bu konunun fikir annesi olarak teşekkür ederim. Her hafta aynı performansı bekliyorum, dermişim 😂

      • Yanıtla Siren Eke 12 Mart 2018 at 16:06

        Tamam ben de kendimden bekliycem o zaman 😂😂 sen takıntılarınla özelsin. Savaşmak yerine sev ve sevsinler. Turnusolla çoğaltılmış kadınlar olucağımıza, ölene kadar ismi sayıklanıcaklardan olalım, der altın vuruşu yaparım 😂👊😘

  • Yanıtla Elif Aksoy 12 Mart 2018 at 11:19

    Didem benim de hastalık takıntım var. Sürekli tahlil, tetkik yaptıran bi’ deliyim 🙈

    • Yanıtla Didem Çelebi Özkan 12 Mart 2018 at 15:38

      Tüm takıntılarda olduğu gibi eminim seninkiyle de yaşamak zordur. Ama ben karar verdim; takıntılarla savaşmak onları yapmaktan daha zor. Gidiver canikom doktora, ben de bir hafta önceden bavul yapayım, ne olacak 😉 Bunlarla savaşmak, kabul etmekten bin beter. Yaparım biter 🙃🙃🙃

  • Yanıtla Ecem Metin 13 Mart 2018 at 01:19

    Benim takıntım; kitaplarımın hepsini yayınevlerine göre diziyor olmam. Biri şaşarsa, hemen değiştiririm. Bu da benim takıntım. Ayy bi’ de tv izliyorsam mutlaka ortam sessiz olmalı. Hele bir de yanımda çekirdek çitlemeye kalkarlarsa, ben o ortamda olamam, tüylerim diken diken kaçarım :))))

    • Yanıtla Didem Çelebi Özkan 13 Mart 2018 at 01:39

      Ecemmm yorumunu okuyunca, “Ahhh bunu yazmayı nasıl unuttum” dedim 😂
       
      Kitaplar önce yayın evine, ardından yazar adına göre kütüphanemde yerini alıyor. Hatta yazarın kitapları da yayınlanma tarihine göre kronolojik dizilmeli 🙈🙈
       
      Tanrımmmm gerçekten normal değilim. Tüm takıntılar bende mevcut 😩😩
       
      Yorum için çok teşekkürler şeker.
       
      Sevgiler

  • Yanıtla Didem Elif 13 Mart 2018 at 15:25

    Einstein, Newton, Arşimet kafayı bir şeylere takmışlardı ve bu onların başarılı olmalarını sağladı. Sen bu takıntı dediğin yanını aklını koyduğun bir şeye uyguladığında eminim ki durdurulamaz oluyorsundur. Benim takıntım bir şeyi bitirmek. Mesela başladığım bir kitabı sevmesem bile bitirmem lazımdı eskiden. Şimdi onu biraz aşabildim. Yarım kalmışlık duygusu bana kötü hissettiriyor. İlla başlayan bir şeyin bitmesi lazım…

    • Yanıtla Didem Çelebi Özkan 13 Mart 2018 at 19:38

      Tanrım aynen, yaptığım ne olursa olsun yarım bırakmaktan nefret ediyorum. Çocukluğumdan bu yana yarım bıraktığım toplam iki kitap var ve hâlâ onları bitirmediğim için kalbim sıkışıyor 😂😂
       
      Takıntıyı doğru kullanmanın gücüne ben de inanıyorum canikom. Son bir yıldır en büyük takıntım da malum Sen ve Ben 😉
       
      Sevgiler güzellik 🤗❤️

    Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan