Açık Pencere

Bir Daha Dene

15 Kasım 2023

Öykü: Bir Daha Dene | Yazan: Şen Sevgi Erişen

Bankadan çıkarken duvara asılı fotoğraflara takıldı gözü. Gülümseyen yüzler vardı, onlara baktı bir süre. Çıktığında yavaş adımlarla yürüdü, acelesi yoktu. Vitrin camlarında oldukça büyük, sarı, yuvarlak bir emoji gördü; gülen yüz. O da gülümsemeyi denedi ama yapamadı. Yola devam etti.

“Merhaba, Halil Ağa.”

“Kim? Bana mı dediniz?”

“He ya, sana dedim, babo. Tanımadın mı? Çok dalgınsın, hayırdır?”

“Yok canım, bir an şey sandım, neyse boş ver. Hayırdır, hayır. Sen nasılsın? İyi misin Rasim?”

“İyi de ne demek, şahaneyim.”

Adam bu cevap karşısında durakladı.

“A, ne güzel. Hayırdır, ne oldu piyango mu vurdu?”

“Yok abi, benim piyangoyla falan işim yok.”

“Hazır aklıma gelmişken, hani şu geçen yıl aldığın… Hani istemek gibi olmasın…”

“Abiciğim, can gözüm, bir mutlu olmaya gelmiyor. Hemen de…”

“Yok canım, ne bileyim. Hani, seni böyle görmüşken sorayım dedim.”

“Aklımda, merak etme iki gözüm. Hepsi bir defterde yazıyor.”

“Nerede yazıyor dedin, anlamadım.”

Adam bir hareketle arka cebindeki defteri çıkarıp birkaç sayfa çevirdikten sonra “Al işte bak burada yazıyor, okudun mu?” diye sordu.

Adam defterin karalamalarla dolu sayfasına eğilip “Oğlum bu ne böyle? Okunmuyor ki” dedi.

“Nasıl okunmuyor Halil’im, bak işte burada. Aha!”

“Neyse canım, sen işlerden haber ver. Ne durumdasın?”

“İyiyim, şahaneyim dedim ya, inanmadın mı?”

“İnandım ama bir de görmek istedim, bakalım ne kadar iyisin?”

“Ya, herkesin derdi bu, başka dert yokmuş gibi. Ne bileyim; hani gülmek, derin bir nefes almak, vapur sesini duymak… Olamaz mı yani? İyi olmak için başka şeyler, ne bileyim… Gel seni bir öpeyim!”

Adamı geniş omuzlarından yakalayıp kendine doğru çekti, upuzun kollarını açarak sırtında kavuşturdu. Öyle sıkı sarıldı ki adam bir an sendeledi. Sonra kendini toparlayıp o da ona sarıldı. Biraz şaşkındı ama içinde bir rahatlık da hissetti.

Ayrıldılar. Adam birkaç dakika öncesinde kafasını saran düşünceleri unutmuştu. Kendini hafiflemiş hissetti. Öne eğilmiş başını, bükülmüş gövdesini toparladı. Çatık kaşları yumuşadı, aşağıya düşmüş omuzları dikleşti.

“Ne dedi bu şimdi bana?” diye söylendi kendi kendine. Kulaklığını cebinden çıkarıp kulağına iliştirdi. Yapacağı birkaç ufak tefek işi düşündü. Sonra kafasını kaldırıp gökyüzüne baktı. Keskin bir vapur sesi işitti. Kendiliğinden gülümsedi. Tek başına vapurla karşıya geçmeyeli çok olmuştu.

Akşam eve döndüğünde karısı henüz gelmemişti. Mutfağa girip elindeki torbadan balıkları çıkardı. Kapının arkasındaki önlüğü taktı. Kadın içeriye girdiğinde hazırlanmış sofrayı görünce sordu; “Halil iyi misin sen? Neden yaptın bunları?”

“Neden mi, içimden geldi.”

Biraz garipsemişti bu cevabı ama belli etmek istemedi,

“Demek öyle. İyi olmuş.”

“Sen neredeydin?”

Kadın bir yandan üstünü başını çıkarıyor bir yandan da anlatıyordu:

“Şu bizim uzun Rasim’in karısına gitmiştim. Ben pek gitmek istemiyorum ama o ısrar edince… Hani mahcup etmek istemiyorum, anlarsın ya…”

“Boş ver hanım, ben unuttum onu…”

“Nasıl, yani?”

“Basbayağı unuttum işte. Benim onun bir türlü veremediği paraya değil başka bir şeye ihtiyacım var onu anladım bugün.”

Kadının şaşkın bakışlarına aldırmadan devam etti; “Yarın seninle vapura binip karşıya geçelim mi?”
 
 
Şen Sevgi Erişen
19.10.2023, Çanakkale
 
 

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

No Comments

Cevap Yaz

Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
Girne Antik Liman
Girne Antik Liman
Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan