Açık Pencere

Girmediğim Yollar | 14

5 Mayıs 2023

Yazı: Girmediğim Yollar | 14 | Yazan: Şen Sevgi Erişen

 

İndeks

Girmediğim Yollar | Bölüm 1
Girmediğim Yollar | Bölüm 2
Girmediğim Yollar | Bölüm 3
Girmediğim Yollar | Bölüm 4
Girmediğim Yollar | Bölüm 5
Girmediğim Yollar | Bölüm 6
Girmediğim Yollar | Bölüm 7
Girmediğim Yollar | Bölüm 8
Girmediğim Yollar | Bölüm 9
Girmediğim Yollar | Bölüm 10
Girmediğim Yollar | Bölüm 11
Girmediğim Yollar | Bölüm 12
Girmediğim Yollar | Bölüm 13
Girmediğim Yollar | Bölüm 14

 
Kahve molasını almadan önce ortada uçuşan kelimeleri bir araya getirmeye çalıştı adam.

“Sevgi, para, ilişki. Vallahi bu kelimelerle bir cümle kur desen düşünürüm hani.”

“Lütfen dener misin bunu?”

Kahvelerini karıştırırken bir yandan da gülümsüyorlardı.

“Ciddi misin?”

“Evet ama çok düşünmeden ilk aklına gelenleri söyler misin?”

“Tamam söylüyorum. Sevgisiz bir ilişki parasız kasaya benzer.”

Kadın hem gülüyor hem de “Devam et, devam et” diye adamı zorluyordu.

“Parayla arandaki ilişki sevginin aynasıdır. Sevgi dolu bir ilişkide paranın önemi yoktur. Sevgi dolu bir ilişki doğal olarak ‘para’ getirir. Para için bir ilişki kurarsan sevgiyi bulamazsın.”

Kadın, adamın bulduğu cümleleri çok başarılı bulduğunu göstermek için ayağa kalkıp ellerini çırparak kendi etrafında dönmeye başladı. Sonra da adamın boynuna sarılıp yanağına kocaman bir öpücük kondurdu. Adam oyuna kendini kaptırmış daha çok cümle kurmaya çabalıyordu. Kadını yanaklarını öperken bir yandan da bütün kafasını elleriyle sıkıştırması yüzünden ağzını tam açamıyor ve konuşamıyordu. İkisi de heyecanlanmışlardı. Kadın serbest bırakınca söylemek istediklerini birer birer sıraladı.

“Para, sevgi dolu bir ilişkinin kaymağıdır. Bazı ilişkilerde sevgi bazılarında para önceliklidir.”

Adam devam etmek için ağzını açtığında kadın onu susturmak için eliyle ağzını kapatmaya çalışıyordu. İkisi de çok eğlendiler bu oyunu oynarken.

Kadın “Muhteşemsin kanka, çak!” dedi.

O gün bir arada çok iyi vakit geçirmişlerdi gerçekten de. Adam kadının nereye varmak istediğini hiç sorgulamamıştı. Sadece onun istediklerini yapmış ve bunu yapmak da hoşuna gitmişti. Kadın akşam yalnız kaldığında dosyasını çıkarıp adamın sözlerini yazmaya çalıştı. Bunları bir kez okuyup hiç yorum yapmadan uykuya daldı. Uykusunda bir rüya gördü. Adamla birlikte bir kafede oturuyorlardı. Çok mutlu görünüyorlardı. Uyandığında silik görüntülerin yanı sıra en net şekilde bu mutluluğunu hatırladı.

Bu daha önce hiç yaşamadığı kadar özgür bir ilişkiydi onun için. Adamın yaşı onun yaşına yakındı. Nasıl bulmuşlardı birbirlerini onu düşündü. Aldığı kişisel gelişim eğitiminden sonra karşılaşmışlardı bu adamla. İster istemez “ilişki” üzerine yaptığı çalışmanın bilincini açtığını düşünmüştü. “Çalışmada öğrendiklerimi dosyanın içindekilere bakmadan somutlaştırıp yazabilir miyim?” diye sordu kendine. “Tabi ya yaparım neden olmasın” diyerek yerinden kalktı. Masasının başına oturup yazmaya başladı.

  1. Zihnini ve bedenini serbest bırak.
  2. İyi bir ilişkiyi güçlü olmak, mutlu olmak ya da eğlenmek için mi istiyorsun? Öyleyse, önce sen tek başına mutlu olmalısın. İstediklerini böylelikle seçimlerine dönüştürür ve yaratabilirsin.
  3. Seni iyi hissettiren sembolleri, imgeleri bul.
  4. Seni iyi hissettiren mekanları zamanları keşfet.
  5. Seni iyi hissettiren renkleri, giysileri, müzikleri keşfet ve kullan.
  6. Seçmek ile istemek arasındaki farkı anla.
  7. Seçtiğin ya da seçmediğin şeyler için kendini yargılama.
  8. Yargılayıcı niyet ya da sözlerini fark et. Onların yerine yargısız olumlamalar seç.
  9. Başkasıyla arandaki ilişki senin kendinle olan ilişkine benzer. Önce kendinle olan ilişkine odaklan.
  10. Kendinle olan ilişkindeki etkenlerin öncelikle, annen, baban, tanrı olduğunu fark et.
  11. Fark ettiğin her şeyin olmasına izin ver. Direnç gösterdiğin şeylerin nötrleşmesi imkansızdır. Tam tersine direnç gösterdiğin her şey içinde giderek daha da büyür.

Bunları yazdıktan sonra kendini rahatlamış hissetti. Düşünceleri yavaş yavaş netleşiyordu. Kendini birkaç ay öncesine göre oldukça rahat hissediyordu. Bir süredir yaşadıklarını tekrar sırayla aklından geçirdi. Her şey ilk olarak “bedeninin ona telefon açmasıyla” başlamıştı. O günlerde bedenine verdiği sınırlı anlamları fark etmiş ve bunların ötesine geçen bir bedene sahip olduğu fikrinin ilk ışıklarını görmeye başlamıştı. Her bir hücresinin bir “beyin” gibi çalıştığını ve algılarının çok ötelere uzandığını kavramıştı. Bir süreden beri uykusunda gezindiği Peru ile ilgili merakı biraz olsun yatışmıştı. Belki de bedeni bir kayıt makinesi gibi çalışıyor ve bedeni sayesinde de geçmiş kayıtlarına ulaşabiliyordu. Burada önemli olan Peru’da bir vakitler yaşamış olması değil, onun zihninin bedeniyle olan ilişkisini ve her ikisinin sınırsızlığını görebilmiş olmasıydı. Astral seyahat “göremediği gerçekliğe” ulaşmak için bir araçtı, onun göremediklerini fark etmesi için bir tür uyarıcı etkendi. Asla bir amaç olmamalıydı.

Derin düşüncelere daldığını alt kattaki yeni yetme çocuğun kemanından çıkan eğreti sesleri duyunca fark etti. Gözlerini usulca kapattı. Büyülü bir karanlıkta hayal etmeyi çok sevdiği renkleri ve küçülen, büyüyen figürleri izledi. Ardından Peru’da gezinirken devrilen bir ananas tezgahındaki sarılar, yeşiller süzüldü bedeninden. Ressam arkadaşını hatırladı.

Tüm bu süreçte o farkında olmasa da ona destek olmuştu. Yaptığı resimlerin tarzını değiştirmek isteyip de değiştirememesi, dönüp dolaşıp aynı tarz resimler yapması ona çok önemli bir gerçeği göstermişti. Bir insan farklı olasılıkları yaşamayı ya da yaratmayı seçmedikçe bunu yapamazdı. İstemek seçmekten çok farklıydı. Değişim için mevcut olasılıklar arasından “istek” değil “seçim yapmak” gerekiyordu. Belli ki ressam, tarzını değiştirmek istiyor ama değiştirmeyi “seçmiyordu”.

Sonrasında kendiyle olan ilişkisinde yargılayıcı, suçlayıcı olduğunu kabul etmişti. Bunun sebeplerinden birinin de kendisine başkasının -özellikle de anne-babasının- gözünden bakmasıydı. İçinde fısır fısır konuşan sesin kime ve neye benzediğini çok sonraları fark etmişti. Tüm bunlara göre şekillenmiş “benliği” ile “tanrı” arasında diyaloglar geliştirmişti doğal olarak. Kendine yargılayıcı bir gözle baktığında da Tanrıya karşı hep 1-0 mağlup oluyordu. Bu da kendisini kötü hissetmesine yol açıyor, kötü hissetmesi öfkesini arttırıyor, birçok hastalıklara sebep oluyor, ayrıca da hayatında önemli kararlarda normalde tercih etmeyeceği seçenekleri seçmesine yol açıyordu.

Şimdi farkındalıkları artmış olarak yeni yaratımlarını yapacaktı. Bu sebeple yukarıdan aşağıya bir değişikliğe gitmişti. Öncelikle tanrı, yargılayıcı değildi onun dünyasında artık. Sonrasında da yaşam onun seçimlerinden oluşuyordu. Anne, babasıyla aralarındaki bağı da artık bitirmeliydi. Yani seçimlerini yaparken içinde konuşan seslerin birçoğunun ona ait olmadığını artık biliyordu. Ama isterse hâlâ bilmeden yaşamayı da seçebilirdi. Bunu istiyor muydu? Yo, hayır, asla böyle bir şey yapmayı düşünmüyordu.

Sonun da “girmediği yollar” onu her türlü “ilişkilerine” getirmişti. Kendi bedeni ve zihniyle, tanrıyla, anne babasıyla, sevgilisiyle ve parayla.

Her şey kendini nasıl tanımladığı, nereye konumlandırdığıyla ilgiliydi. Belki de şimdiye kadar yaşadığı yanılgılarının sebebi, birilerini ya da bir şeyleri kendinden büyük yapmak ya da kendini bir şeylerin altında bazen de üstünde görmekti. Şirazesi kaymış terazi gibi temel aldığı şey doğru değilse geri kalanının da doğru olmasını bekleyemezdi.

Sonuç olarak, “yollar” onu kendine daha çok yaklaştırmıştı.

Düşüncelerinden sıyrılınca engel olamadığı bir yazma isteğiyle kalemine sarıldı. “Oh!” dedi. “Ruhum benden, ben bedenimden, bedenim de zihnimde hoşnut çok şükür. Kalemim yazmak istiyor ruhumdan taşan sözcükleri.”

Bir türlü uzanamadım gökyüzüne
Çocuk bahçelerin elmalarına
Küçük bedenimin içindeki koca gözlerim
Bilmediğimi söylerdi ellerim
Annemin en sevdiğim yemekleri
Babamın rugan iskarpini
Öyle sevdim ki her birini
Onlarsız yaşayamam sandım

Geceleri rüyalarımda görmediğim yerlere ulaştım
Girmediğim yollara girdim
Kanatsız bir kuş gibi
Oysa bir melektim zaten
Şeytanı öğrettiler bana yavaş ama ustalıkla
Ağladım, çok ağladım.

Dünya bizim
Dünya bizim
 
 

…SON…

 
 
Şen Sevgi Erişen
 
 

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

No Comments

Cevap Yaz

Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
Girne Antik Liman
Girne Antik Liman
Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan