İndeks
Girmediğim Yollar | Bölüm 1
Girmediğim Yollar | Bölüm 2
Girmediğim Yollar | Bölüm 3
Girmediğim Yollar | Bölüm 4
Girmediğim Yollar | Bölüm 5
Girmediğim Yollar | Bölüm 6
Girmediğim Yollar | Bölüm 7
Girmediğim Yollar | Bölüm 8
Girmediğim Yollar | Bölüm 9
Girmediğim Yollar | Bölüm 10
Girmediğim Yollar | Bölüm 11
Girmediğim Yollar | Bölüm 12
Girmediğim Yollar | Bölüm 13
Girmediğim Yollar | Bölüm 14
Kadın, telefondaki ses ona, kendi bedeninin sesi olduğunu ilk kez söylediğinde çok şaşırmış, bir süre kendine gelememişti. Ama sonra soru cevap şeklinde giden konuşma onun da ilgisini çekmişti. Şimdi merakla açtığı telefonda bir kez daha o sesi duyduğunda memnun oldu. Kendi bedeni olduğunu söyleyen sesle aralarında hararetli bir konuşma başladı.
“Alo, merhaba yeniden. Nasılsınız hanımefendi?”
“Normalde iyiyim derim ama…”
“Ama?”
“Şey işte anlarsınız yani, iyiyim diyen zihnim mi, bedenim mi ona karar veremedim.”
“Aklınız karışmış sizin.”
“Lütfen yardımcı olur musunuz?
“Rica ederim, ne haddime, sonuçta ben bir et parçasıyım.”
“Sesinizde bir muziplik seziyorum. Sadece et parçası olmadığınızı ikimiz de biliyoruz.”
“Şükürler olsun. Eti küçümsemiyorum sonuçta o da kan dediğimiz bir hayat sıvısıyla besleniyor. Bir farkla kanın kaynağıyla bağı kesilince onun da işi bitmiş oluyor.”
“Beden de böyle değil mi? Yani hangi beden onu besleyen kaynağı çalışmaz duruma gelince yaşamaya devam edebilir ki?”
“Hım, bu konunun ileri aşaması o yüzden biz canlı bedenin işlevi üzerinde konuşalım. Ölü bedenin işlevini konuşmamız için henüz erken.”
“Peki sizi dinliyorum o zaman.”
“Şimdi başlangıçta 2 kabul var. Biri ilk hücreyle birlikte ilk defa var olduğunuz, ikincisi ise zaten hep var olduğunuz ve ilk hücrenizle birlikte artık vücut buluyor olacağınız. Ben basit olandan başlayayım anlatmaya.”
“Basit olan yani, ilk hücreyle birlikte ilk defa var olduğumuzu kabul ettiğimiz yerden.”
“Evet. Tabii hücrenin oluşması için bir döllenme olup üreme hücreleri ki onlar da zaten canlı, birleşmiş olmalı. Burayı geçmeden önce, bu birleşmenin kaynağını da hatırlayalım; iki cinsin birbirlerini istemeleri yani birtakım hormonlar var devrede malum. Bu hücrelerin kendine özgü işleyiş tarzı, yönelimi, yani sahip oldukları bir bilişim merkezleri var. Bir çeşit bilgisayar programıyla çalışıyorlar.“
“Ah, çok sevdiğim biyoloji öğretmeni arkadaşım Güler Halime Uyar’ı hatırladım birdenbire. Şey, lafınızı böldüm. Siz devam edin lütfen.”
“Böylece daha başında bu hücrelerin akıllı olduklarını kabul ettik mi? Peki o zaman bunların oluşturduğu topluluğa da akıllı et parçaları diyebiliriz öyleyse. Bu hücrelerin her biri değişik organlar için farklı özellikler de taşıyorlar hiç şüphesiz. Bu da onların potansiyellerinin ne kadar geniş olduğunu gösteriyor. Bu bölümü geçiyorum. Her birinde sıvı ve elektrik akımı olduğunu da ilave etmeliyim. Böylece etraflarında o akıma bağlı olarak bir de alan oluşturuyorlar. Siz, bu arada iyi misiniz hiç sesiniz çıkmıyor.”
“Ha, yok ben gayet iyiyim. Bir şey sorabilir miyim? Tüm bu anlattıklarınızdan sonra, hücrelerimin her birinin ve daha da önemlisi hep bir arada oluşturdukları bütünlüğün de bir zekâsı var değil mi?”
“Evet, çok iyi özetlediniz.”
“Öyleyse bunların birbirleriyle aralarında bir iletişim ağı da var, haberleşiyorlar birbirleriyle yani.”
“Tastamam doğru.”
“Peki hücrelerin bu iletişim ağının etki alanı bizim görünür hâldeki vücudumuzla sınırlı olabilir mi?”
“Cevabı siz verin isterseniz.”
“O zaman enerjisel olarak bedenimiz görünenden çok ötelere kadar haber gönderip haber alabiliyorlar, doğru mu?”
“Çok zekice bir soru. Bedenleriniz sizinle başlayıp vücut yüzeyinizde biten bir katı madde oluşumundan çok daha fazlasına sahip. Zihninizin sınırlarını da aştığını bilmenizi isterim.”
Kısa bir sessizlik oldu. Ses gelmeyince:
“Alo, orada mısınız?”
“Ah, pardon, buradayım.”
“Anlaşılır oldu mu anlattıklarım?”
“Sanırım çok iyi anladım.”
“Öyleyse bundan sonraki görüşmelerimizi, telefonsuz yapmaya devam edebiliriz artık. Ne dersiniz?”
“Yani telefon açmasanız da sizinle iletişime devam edebilecek miyim?”
“Edebilecek misiniz? Bunun cevabını yine siz verin bence. Zihninize en büyük desteği veren bedeninize ve onun iletişim gücüne inanın lütfen.”
“Anladım sanırım. Bana güvendiğiniz için çok teşekkürler.”
“Rica ederim. Bundan sonra bedeninizin iletişim gücünü, sezişini ve duyarlılığını daha iyi fark edeceksiniz. Hoşça kalın.”
“Durun bir dakika, eğer başaramazsam beni tekrar arar mısınız?”
“Başaracağınızdan emin olun lütfen. Benim size ulaşmamı da siz sağladınız. Farkında olmadan kullandığınız hücresel yansımalarınız sayesinde. Beni siz çağırmıştınız. Bir hatırlayın isterseniz.”
“Hım, durun bir dakika en son aldığım eğitim esnasında beden almayı seçtiğim başlangıç anına gittiğimi hatırladım şimdi.”
“Evet bedeninizi ve onunla yani benimle dünyaya inmeyi seçtiğinizi bir kez daha hatırlayıp kabul ettiğiniz o gün.”
“Şimdi oldu. Yine de her şey için çok teşekkürler. Hoşça kalın.”
“Esas ben teşekkür ediyorum doğmadan önce beni seçtiğiniz için. Tekrar hoşça kalın.”
No Comments