Kuzgun ölüsü mazhar olmadan,
kıyamımızdan da evvel vakit; çok ama çok uzun zaman önceydi
Yayını geriyor gece; kayboluyoruz ansızın; bir turna ölüsünü sessizce alıp gitmesi gibi bir ırmağın; bunda bir kinaye yoktur, yanlış anlamayın
İki kulplu amfora çatlıyor orta yerinden; Yesenin hüznünde yaşanıyor her şey, gitmeğe ve hiçliğe matuf; ne ara çektiler perdelerini gökyüzünün
Durduk yere bir felaket çıkarıyoruz akkarıncaların sonsuzluğu delmesinden; hepsi birden çok gelmişti bize, bu yüzden geçimsizdi ağrılarımız
İki bakış çukuru vardı yüzümüzde; içlerinde uzun bekleyişler; hemen tanıdılar bizi
Nihâyet yedinci zemherinin önündeyiz; yarım bir öyküde öylece donakalmış…
Çok uzaktaydı ateşin armağanları
Büyük yangınların korkusuyla büyük yağmurların dostluğuna sığınan kalpler hep aynı yerde, hep bildiğin gibi…
Hem neyi değiştirdi ki zaman
Biz dünya çocukları bilmiyorduk; denize giden yolu sorsan bilmem
Anlamak ve susmak arasında bir yerdeydik; zamanın çekirdeğinde…
Toprakla kök aynı sonsuz uykudaydı; aynı sonsuz uykudaydı göklere kalbi kırık çocuklar ve rengini dalgalara vermiş deniz
Biz, ceplerimize doldurduğumuz kırık parmaklar gibi, bir im ki
siyah beyaz bakan bir fotoğrafın görünmezliği
Bir im ki
ölü gece kuşlarının nabzı kadar sayılmaya yakın
varlığın dağılmaları kadar nicelikten uzak
Kim anacak bilmiyorduk
devrilen sütü
dikiş tutmayan söküğü
ve bir göz kırpması kadar uzun kalmalarını bende
Bağırsan hani, aramızda yırtılacak kadar ince bir zar ve ağızlarında uçurum taşıyan kuşlar; bir köprü çiziyorlardı nefesinden nefesime; bilirsin
yakalar her daim kavuşmak ister
Geçerken zaman, eski bir filme kadifeden bir eldiven giydirir gibi, bir fotoğrafı düşürüyor cebinden, aşktan da üstün, anlamaktan ve uçmaktan bir fotoğraf
Al bak ve içinde kal
Yüzüne baksam; anlasan beni…
Josef Kılçıksız
7 YORUMLAR
Hangi paragrafın başında mola versem bilemedim. Alfabenin içine insanı tepeden aşağı asmış gibisiniz hocam. Kaleminize sağlık.
Hani der ya, F. Pessao:
“Çünkü gördüğüm şeylerin boyundayım ben. Kendi boyumda değil.”
Çok teşekkür ederim Sonay.
Yüzüne baktım, anladın beni.
Kaleminiz susmasın 📚📝 hocam.
Bana hüzünlü bir varoluş hikâyesi gibi geldi. Hüzünlü ama içinde umut var çünkü her şeyi biz yaptık ve biz onu yıkıp tekrar yapabiliriz ✨✨
Ceplerimize doldurduğumuz kırık parmaklarla ne kadarını yıkmayı becerdiysek ancak o kadarını yeniden inşa edebiliriz.
Umut dolu yorum için teşekkür ederim Şen Sevgi Erişen.
🌠👏👏👏
Teşekkür ederim Mehtap Taşgın