Malafa

Malafa | Hakan Günday

Bir kuyumcudaki alışverişten nasıl 200 sayfalık kitap çıkabilir? Bu. Bütün kitabın olayı bu. Bir turist kafilesi dev bir kuyumcu “center”ına gidiyor. Buradaki tezgahtarlar, bu turistleri kafalamaya çalışıyor. Kim kimi kafalıyor o belli değil ama. İşte bütün kitabın özütü bu.

Malafa | Kuyumcu Esnafı

Bir kuyumcuda, kuyumcu demek biraz küçük kalır aslında, kuyumcular çarşısı gibi bir yer, kuyum merkezi, “Jewellery Center”, evrenin en büyük kuyumcusunda işlerin nasıl yürüdüğüne dair bir roman.

Müşterilerin nasıl meterlendiği, tramlarının nasıl alındığı, ahçik ve meterlerin nasıl tokarlandığını anlatıyor.

Kitabın bir de böyle bir dili var.

Başlarda “Nece konuşuyor bu değişik?” diye sinirlenmiştim. İlerleyen sayfalarda alışılıyor.

Turistleri çok şık bir şekilde kazıklamak üzerine şekillenmiş bir dünya anlatılıyor kitapta. Müşteri turistlere üzüldüm, esnafa kızdım. Yapışkan, yılışık esnaf hiç sevmem.

Malafa | Altı Çizilesi

Yani yine sıkıldığım, daraldığım, darlandığım bir Hakan Günday kitabı.

Fevkalade sıkılıyorum ama bütün kitaplarını da okuyorum. Neden yapıyorum bunu kendime bilmiyorum. Belki de şu cümlelerin hatırınadır, ne bileyim.

“Tevazu, iki kez iltifat almanın yoludur. Örnek: Ne kadar güzelsiniz! Hayır, değilim. Evet, öylesiniz. Etti iki!”

“Tezgahtar, yanıtı sadece ‘evet’ olan sorular soran kişidir.”

“Her şey hayırla başlar. Müşteri ‘Hayır!’ der. Ben, ‘Hayırdır!’ derim.”

“Kimin hangi nedenle turiste ilk kez ikram ettiği bilinmese de, elma çayı, geleneksel Türk içeceğidir. Ancak Türkler bundan haberdar değildir.” (Evet bunu ilk duyduğumda ben de çok şaşırmıştım. Yabancılar elma çayının bizim geleneksel çayımız olduğunu sanıyormuş. Hangimiz kaç kere elma çayı içtik acaba?)

“- İlk bilgi nedir sence? Bir insanın ilk öğrendiği şey nedir?
– Yürümek mi?
– Hayır dostum, düşünmek! Neden ile sonucu eşleştirmek. Yani düşünmek. Bir bebeğin öğrendiği ilk şeydir. Peki, söyle bakalım, bir insanın ilk unuttuğu bilgi hangisidir?
– Düşünmek mi?
– Zeki adamsın. Evet, düşünmek. Sevgili dostum, insanlar düşünmeyi unutmakla başlarlar hayvanlaşmaya. Neden ile sonucu eşleştirmeyi unutmakla başlarlar insanlıklarından uzaklaşmaya.”

Aşkla ilgili şu laf da güzel değil mi?

“İlk görüşte aşka inandığım gibi, son görüşte aşka da inanırım. Ölürken yanımda kim varsa ona aşık olarak terk edeceğim dünyayı.”

---

Yazarın diğer kitapları için:

Bkz: Kinyas ve Kayra
Bkz: Zargana
Bkz: Piç
Bkz: Azil
Bkz: Ziyan
Bkz: Az
 
 
Saygılar,
Hülya Erarslan