Biraz Kitap

Zargana

19 Mart 2024

Kitap: Zargana | Yazar: Hakan Günday | Yorumlayan: Hülya Erarslan


Zargana | Hakan Günday

Yine karanlık, depresif bir Hakan Günday eseri.

Zargana: Acıların Çocuğu

Zargana, sokaklarda hayatta kalmaya çalışan bir çocuk. Bir Hakan Günday romanında yer aldığı için türlü kötülüklere maruz kalması ve kendisinin de türlü kötülükler yapması gerekir. Tecavüz, hırsızlık, cinayet gibi. Bu olaylar Hakan Günday romanları için vaka-i adiye.

Benzer zorluklarla yaşamaya çalışan Betty ile tanışır sonra. Aynı acımasız hayatı göğüslemeye çalışırlar. Ya da göğüslemeye çalıştıklarından pek emin değilim aslında. Biraz oluruna bırakmışlık da var. Hayatları zor ama bunu düzeltme gibi bir istekleri olduğu izlenimi de edinemedim.

Zargana: Tanrıcılık

Zargana’nın çocukluğu ve bugünkü yetişkin hali arasında gidip geliyor kitap. Zargana bugün, insanların ellerine senaryolar tutuşturup orada yazılanlara uygun yaşamalarını isteyen biri. Çeşitli insanlar başka çeşitli insanların karşısında, Zargana’nın verdiği rolleri oynayacaklar ve Zargana’nın istediği replikleri söyleyecekler.

Yani Zargana aslında bir çeşit tanrıcılık oynuyor. Zargana bu şekilde sanki hayatını temize çekiyor. Kaderin yapmasına müsaade etmediğini, Zargana kaderine yaptırıyor. Yani sanki Tanrı’ya “Sen bunu yazdın ve yaşattın bana ama ı ıh, olmamış bu, bak kader böyle yazılır” der gibi.

Zargana: Altı Çizilesi

Hakan Günday’ın kitaplarındaki karakteristik unsurlardan biri karakterlerin yaşadığı ve/veya yaşattığı leş olaylar, diğeri ise hakikaten altı çizilesi güzellikteki cümleleri. Karakterlerden ve olaylardan nefret ediyorum ama kelimelerle yarattığı ahengi beğeniyorum.

“Dünyada iki tür insan vardır: Trafikte sarı ışığı görünce frene dokunanlar ve aynı sarı ışık karşısında gazı kökleyenler.”

“Mutsuzluk mutluluktan daha çok ses çıkarıyordu.”

“Batı hafiflemek, Doğu ağırlaşmak için kaldırır kadehini.”

“Çocuklar karşılıklı susarlarken sıkılmazlar. Genellikle yetişkinlerin sorunudur gözlerini birbirlerinden kaçırmak.”

“Bazen elimi yüzüme götürdüğümde bir burun, bir göz, bir ağız bulamamaktan korkuyorum.”

… gibi.

Hele aşkla ilgili şu satırlar çok hoş değil mi?

“Aşık olunanla yapılan şeyin hiçbir değerinin olmadığını yazıyordu zihnine silinmez bir mürekkeple. Yapılan işlerin, gidilen yerlerin sadece aşık olunanın dışındaki insanlarla birlikteyken önemli olduğunu öğreniyordu. Çünkü kendi dışındaki varlıktan sırf nefes alıyor diye zevk alınabildiğini görüyordu ilk kez.”


Yazarın diğer kitapları için:

Bkz: Kinyas ve Kayra
Bkz: Piç
Bkz: Malafa
Bkz: Azil
Bkz: Ziyan
 
 
Saygılar,
Hülya Erarslan
 
 

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

1 Comment

  • Yanıtla Şen Sevgi Erişen 21 Mart 2024 at 21:44

    Okumasam da siz yazın Hülya Hanım, harika özetliyorsunuz, ben de okusam aynı şeyleri düşünürüm gibime geliyor ,çok teşekkürler 🙏

  • Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan