Benim Hikâyem

Benim Hikâyem | 2

10 Aralık 2021

Yazı: Benim Hikâyem | 2 | Yazan: Şen Sevgi Erişen

 

İndeks

Benim Hikâyem: Birinci Bölüm
Benim Hikâyem: İkinci Bölüm
Benim Hikâyem: Üçüncü Bölüm
Benim Hikâyem: Dördüncü Bölüm
Benim Hikâyem: Beşinci Bölüm
Benim Hikâyem: Altıncı Bölüm
Benim Hikâyem: Yedinci Bölüm
Benim Hikâyem: Sekizinci Bölüm
Benim Hikâyem: Dokuzuncu Bölüm
Benim Hikâyem: Onuncu Bölüm
Benim Hikâyem: On Birinci Bölüm
Benim Hikâyem: On İkinci Bölüm

 
 
Meditasyon benim hayatımın bir parçası hâline ne zaman geldi bilmiyorum tam olarak ama şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki onsuz yaşamak çok daha zor olacaktı benim için. Nedenini şöyle açıklayabilirim belki; hızlı ve endişeliydim.

Hızlı hareket etmemin en önemli sebebi fazla endişeli olmamdı muhtemelen. Zamanı gelmeden önce harekete geçiyordum. Yarınki işi bugünden yapıyordum bir anlamda. Ama kendime “Neden?” diye sormuyordum. Beni kovalayan bir ben daha vardı peşimde. Hem kovalıyor hem kaçıyordum.

Meditasyonun temelinde ise “yavaşlama, bekleme, bir anlamda aktif uyanıklık yerine pasif uyanıklık” vardı. Bir kitapta “Allah aceleci değildir” diyordu, onu hatırladım şimdi. Zamanı kovalamak geriye “tükenmiş zamanlar ve tüketilmiş kişiler” bırakıyordu. Bu yüzden tamamen sessizlik ve sükûnet içinde oturarak iç dünyama dönüş “sıkıştırılmış zamanı” genişletiyordu. Böylelikle hemen hemen tüketmeden geçirdiğim -ki o günlerde ve şimdiye kadar da tüketmeden yaşadığımız bir zaman yok- anları 15-20 dakika da olsa meditasyon sırasında yaşıyordum. Fakat esas etki zihinde olup bitiyordu. Beden olarak hareketsiz kalsam da düşüncelerim hızlı bir şekilde akmaya devam ediyordu. Metodu doğru uygulayabilirsem düşüncelerin peşine takılmayıp geçip gitmelerine izin veriyordum.

Düşüncelerimin gözlemcisi oluyordum yani!

Bu yöntemi uygulamak zihni doğasına döndürmenin (zihin doğasında “an’ı yaşar” ve Doğa Kanunlarına göre işler) en etkili ve kısa yoluydu. Spor yaparken, denizi seyrederken, dans ederken ya da bazı ritüelleri yerine getirirken de zihin sıkıştığı dar alandan çıkıyordu fakat düşüncelerin geçip gitmesine izin vermekti esas olması, daha doğrusu hatırlanması gereken şey…

Hatırlanması diyorum evet tam olarak karşılığı bu, beynin doğal çalışma sisteminde olduğu gibi düşüncelerin akıp geçmesine izin vermeyi hatırlamak…

Daha sonra öğrendim ki fark ettiğimiz pek çok düşünce bize ait değil, hatta 4’te 3’ü başkalarından aldığımız yansımalarmış.* Kendi hakiki düşüncelerimiz o kadar az yani… Bu sizde nasıl bir etki yaptı bilemem ama hayli şaşırtıcı olduğunu kabul ediyorum. Zihnimizi âdeta bir çöp tenekesi olarak kullanıyormuşuz da farkında bile değilmişiz.

Günde iki kez uygulanan bu teknikte;

  • tok karnına olmamalı,
  • rahatça bir yere oturup başınızı yaslamamalı
  • 20 dakika süreyle gözlerinizi kapatarak “mantranızı” -Sanskiritçe bir ses ya da bir sözcük- ısrarlı olmadan tekrarlamalı,
  • eğer silikleşip kayboluyorsa da peşine düşmeden meditasyona devam etmelisiniz.

Gelelim bana kazandırdıklarına:

Dışarıdan gözlenebilir derecede sakin bir zihin, odaklanma kabiliyetinde artış, yumuşak bir ses tonu, uyumlu beraberlikler ve daha doyumlu bir yaşam ve hepsinden önemlisi bir çeşit korunma altında olduğunuzun güçlü göstergeleri.

Düşünecek olursak; benim yaradılışım böyleydi de sonradan yoğun çalışma şartları ve şehir hayatının getirdiği zorluklar yüzünden olumsuz bir değişime uğramıştım ve yeniden “özüme” dönmüştüm de denebilir.

Tüm bunlar farklı yöntemlerle de elde edilebilirlerdi şüphesiz. Sizin özünüzün neyi aradığı çok önemli elbette. Ben görünenin ardında gizlenen gerçekleri bulunca mutlu oluyordum. Bu mutluluk bazen derin bir hüzne sebep oluyordu bazen de beni uzun uzun düşündürüyor, tatlı tatlı tebessüm ettiriyordu. Bu gizlenmiş gerçekler bende fazlasıyla vardı. Belki de ondan bu kadar etkiliyordu beni hayattaki sis perdesini aralamak.

Meditasyona büyük bir azimle 26 yıl devam etmemin sebeplerini de dinlemek isterseniz üçüncü bölümü okumanızı tavsiye ediyorum.
 
 


2. Bölümün Reçetesi

Düşüncelerimin geçip gitmesine izin vermek gözlemci olmak -anı yaşamak- önemli bir kazanım oldu. Düşüncelerimin birçoğu bana ait değildi ama fark etmem zaman aldı, onlara tutunmaktan vazgeçip yaşamın içine döndüğümde sorunlarım azalacaktı.


 
 

Devamı için tıklayınız.

 
 

Şen Sevgi Erişen

 
 

Notlar & Açıklamalar:

* İnsandan insana yansıma programı birkaç kısa cümleyle anlatılamayacak bir açılım gerektireceği için bunu daha sonra “ortak bilinç” başlığı altında yazmaya çalışacağım.    ⇡⇡⇡
 
 

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

4 YORUMLAR

  • Yanıtla Demet Uncu 16 Aralık 2021 at 12:21

    Şen Hanım, bende uyandırdığınız hisler için önce size teşekkür etmek isterim. Ben de fırsat buldukça, zihnimi dinlendirmek için meditasyon yapmayı seviyorum. Bunu yaparken de bir tütsü ya da bir mum yakmak en sevdiğim şeyler arasında.
     
    Yazınızda da belirttiğiniz gibi, ilk başlarda benim için de kolay olmadı bu süreç. Bunu da hızlı hareket etmeme, her şeye yetişmeye, kontrol etmeye çalışmama ve yaptığım her şeyin “mükemmel” olması gibi bir zorunluluk varmış gibi kendimi aşırı yormama bağlıyorum. Ama 40 yaşımdan sonra istediğimin bu olmadığını; daha sakin, daha yavaş bir hayat istediğimi, iş hayatımın dışında kendimde keşfedilmeye bekleyen alanları bulmak istediğimi fark ettim. Belki de bu uyanışta meditasyonun da etkisi oldu.
     
    Uzun lafın kısası; her şey değişiyor, bizler dahil. Bunu anlayabilmemiz için de biraz yavaşlamamız gerekiyor. Merakla bu güzel yazı dizinizin devamını bekliyor olacağım.
     
    Çok sevgiler.

  • Yanıtla Şen Sevgi Erişen 16 Aralık 2021 at 14:51

    Her geçen gün bizi kendimize daha çok yaklaştırıyor. Bazen ne yaptığımızı (gerçek anlamda) bile bilmiyor ama yapmaya devam ediyoruz.
     
    Birçok ritüelde olduğu gibi, düzenle yapıldığında, yani azimle sürdürüldüğünde, meditasyon da iyi sonuçlar alınabiliyor.
     
    Yorumunuz için çok teşekkürler.
     
    Yazının devamında da bekliyorum sizi. ❤️🌸🌻💕🙏

  • Yanıtla Yasemin Yıldırım 31 Ekim 2022 at 21:06

    Reçete bölümleri de çok güzel. 😍
     
    Deneyimlerinizi okumak meditasyon yolculuğumuzda bizlere ışık oluyor.

    • Yanıtla Şen Sevgi Erişen 1 Kasım 2022 at 15:49

      “Arife tarif gerekmez” derler, beğendiysen ne mutlu bana 🙏☀️

    Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan