Sentez

Yara Bandı Tutmayanlar | Maktul

18 Aralık 2020

Öykü: Yara Bandı Tutmayanlar | 6 | Maktul | Yazan: Özge Can

 

İndeks

Birinci Bölüm: Türkan’ın Sahipliği
İkinci Bölüm: Derya’nın Ateşi
Üçüncü Bölüm: Nesrin’in Korkusu
Dördüncü Bölüm: Belgin’in Kelimeleri
Beşinci Bölüm: Nazmiye’nin Kaybı
Altıncı Bölüm: Maktul
Yedinci Bölüm: Melike’nin Yangınları
Sekizinci Bölüm: Müjgân’ın Tenhalığı

 

Altıncı Bölüm | Maktul

 
Beyaz ışık altında her şey beyaz algılanabilir. Demir karyolanın boyası, duvarların rengi, üzerimdeki örtü, bileğimdeki kayış. Odaya girip herkes beyaz. Boşluk. Kaş, göz, burun, ağız yok. Yüzsüz herkes.

Koluma bağladıkları ince hortum beyaz. Damarlarıma zerk ettikleri sıvı beyaz. Enjektörün ucu gri, bir de tenime değen el.

O gri el tenime değdiği anda testere geziyor bedenim her noktasında. Organlarımı tırtıklı ucuyla parçalıyor. Lime lime doğruyor içimi. Ses tellerimdeki çatallı çığlık bu testerenin eseri. Beynimin içinde çalkalanan düşüncelerin uzunlu kısalı yamalı halleri de bundan. Sesime kavuşsam belki anlatırım. O el bana değmeyi, dokunmayı bıraksa testere de gezmeyi bırakacak içimde.

Fakat anlamıyorlar!

Derimdeki yaralarla o kadar çok ilgilendiler ki içimdeki parçalanmaya akılları ermedi.

Sol kaşımın üzerindeki sekiz dikişli yara, uzun kalan düşüncelerimden. Yüzüme yediğim silleyle yere kapaklanırken, soba maşası yırtmıştı. Çenemin altındaki beş dikiş, kısa düşüncelerden beyaz boşluk orası.

Göğsümdeki on bir yara izi ile karnımdaki yedi iz kardeş. Aynı anda, aynı jiletle kendi ellerimle bedenimde açtığım yaralar. İçerdeki yarayı tamir edemeyince bedenimden acısını çıkardığım zamanlar. Bir elin testere olup içimi kestiği ilk zamanlar.

Bacaklarımda, ayağımda sayısız yara izi, kısa kalan düşüncelerden. Beyaz. Puslu.

Her gün beş kere geliyor yüzsüz yüz. O gri el her gün beş kere değiyor tenime. Kapının sesini duyunca testere direkt çıkıyor ortaya; karnımda gezinirken birden boğazıma yapışıyor. Tırtıklı ucuyla kese kese beynime yerleşip orada duruyor. Sonra damarlarıma zerk edilen soğuk sıvı kalbimde geziniyor, dağılıyor tüm hücrelerime. Beynimde duraklıyor o da. Testerenin gezindiği yaralarımı yakıyor. Değdiği her uç kor oluyor; gözümden alev olup çıkıyor.

O zaman kırmızı oluyor her yer.

Birkaç saniyelik olay bu. O an, tam o an bir yüz düşüyor önüme; geceden kara gözleri, samandan sarı bıyıkları. Dişleri; oyuklu, kirli sırıtan. Bakışlarında açlıkla burnumun dibinde yüzü. Bir an görünüyor gidiyor. Sonra alev tüm bedenime sıçrıyor. İçimdeki korda can veriyorum.

Yeniden kapı açılıyor… Günde beş kez tekrarlanıyor bu devinim.

Bütün zamanların içinde ayrı bir an var; ışıksız, renksiz, sessiz. Gizli köşede kolladığı anı bekliyor.

Bana ait bir anı gibi, değil gibi de. Rızam alınmadan, zorla rahmime verilmiş can. Hiç nefes almadan yok olan can. Adı olmadan. Kimliği olmadan. Koca dünyada kendine yer bulamamış. Sadece anasının rahminde yer bulmuş can. Anasının yoldaşlığına yol olamayacak kadar ürkek. Sabi. Bir kız. Daha var olamadan, yok olmuş. Rahmimde ruhsuz kalmış. Ruhunu emen kirli sırıtışın boynuna borç.

Yitirilmiş hayat var elimde. Katili; maktulden habersiz. İçimde dışımdan daha büyük yaralar. Durmadan yenilenen.

O el dokunmasın bana. Durdurun ne olur!
 
 
Özge Can
 
 

***

Maktul, Özge Can’ın “Yara Bandı Tutmayanlar” öykü dizisinin altıncı hikayesi idi.
 
Yara Bandı Tutmayanlar öykü dizisi, yeni hikayeler ile devam edecek.

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

No Comments

Cevap Yaz

Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
Girne Antik Liman
Girne Antik Liman
Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan