Açık Pencere

İlk Kitabım Çıktı | 6

21 Ekim 2022

Yazı: İlk Kitabım Çıktı | 6 | Yazan: Şen Sevgi Erişen

 

İndeks

İlk Kitabım Çıktı | Bölüm 1
İlk Kitabım Çıktı | Bölüm 2
İlk Kitabım Çıktı | Bölüm 3
İlk Kitabım Çıktı | Bölüm 4
İlk Kitabım Çıktı | Bölüm 5
İlk Kitabım Çıktı | Bölüm 6
İlk Kitabım Çıktı | Bölüm 7
İlk Kitabım Çıktı | Bölüm 8
İlk Kitabım Çıktı | Bölüm 9
İlk Kitabım Çıktı | Bölüm 10
İlk Kitabım Çıktı | Bölüm 11
İlk Kitabım Çıktı | Bölüm 12

 
Kitabımın daha başlangıçta bazı sorunları vardı. Ruh hâlim diplerde geziyordu. Yalnızdım, daha doğrusu sanat çevresinden uzaktım. Sadece okuyucuydum. Yazarlarla hiçbir şekilde diyalog kuramamıştım. Böylesi ortamlar 1980 öncesinde vardı. Yazmaya gönül verenler bir araya geliyorlar aralarındaki iletişimle kendilerini geliştiriyorlardı. Sonraki yıllar ve maalesef halen yazarlar arasındaki usta-çırak ilişkisi tamamen kaybolmuş durumda. Benim çektiğim ikinci yalnızlık da buydu; yazar yalnızlığı.

Elbette bu tarz yaşamı ben seçmiştim. Amacım şikâyet etmek olmadı hiçbir zaman. Fakat yazdıklarım, düşündüklerim hakkında konuşup tartışacağım bir ortamdan yoksundum, yoksunduk. Bu da benim yazılarımla ilgili farklı bakış açılarını göremememe yol açıyordu. Bunun sonucu olarak ben yazarlığımı geliştirmekte zorlanıyordum doğal olarak.

Alışık olunmadık bir tarz seçmiştim.

Zeo ve Kio gibi göksel varlıklarla günlük hayatını yaşayan Mehpare’yi birleştirecektim. Metafizik, spirütiel konulara aşina olanlar için kolay anlaşılabilir olduğu hâlde bu konulara ilgisi olmayan okuyucular açısından bir sorun olacaktı bu durum. Bana göre bedenli bedensiz olabilen varlıklar vardı ve onlarla iletişim hâlindeydik. O yüzden romanın ortasında Zeo ya da Kio konuya dahil olabilirdi. Bu durum benim açımdan hiç problem değildi.

Her tür okurun olacağını düşünerek onların diyaloglarını ayrı sayfalarda, italik harflerle (dizgide) yazılmasını planlamıştım. Ama öyle olmadı ne yazık ki. Bu da ayrı bir sorun oluşturdu. Çünkü basım aşamasını ve yayıncılığı hiç ama hiç bilmiyordum. Yani kurgu basit bir akışta değildi ve o yüzden baştan bir güçlükle başlamıştım işe.

Kısaca, ruh halim zayıftı, tek başımaydım ve etrafımda yazılarımı okuyup yorum yapacak kimse yoktu. Üstelik kurgusu çalışma gerektiren bir kitap yazmaya başlamıştım.

Tüm bu zorlukların gölgesinde oluşmaya başladı kitabım. Diğer yandan beni hayata bağlaması dışında sözcüklerin sihirine kapılmak bana iyi gelmişti. İyi cümleler, ilginç bağlantılar çıkarıyordum. Bir yeteneğimi keşfetmiştim. Kim bilir bu benim kaçıncı kimliğimdi?

Hiç hesapsız bir bakışta kitabımdan dikkat çekici 15 cümle seçebilirim sanıyorum.

Küçük bir deneme yapayım:

“Kendi kendini uyandırır insan, zaman zaman kendi kendini bir şeylere inandırıp kandırdığı gibi.”

“Resmin tamamını bulamamak ama belki de onu aramak ya da ‘tam’ı bulduğuna inanmaktı ‘aşk’, bir anlık dokunuştu o tamlığa.”

“Ben kendimi tamamlayıp bitmiş bir tablo gibi duvara asmak istiyor ve her defasında bu tabloda tamamlanmayan bir şeyler buluyordum, tamamlanamıyordum, tamamsız bir yaşam tamsız tamamlanamayan bir ben vardı.”

“Acı frekansını yutan beden, acısızlığa; ölüm frekansını emen beden, ölümsüzlüğe; susuz kalmaktan korkmayan beden, suya kavuşur! Acı ve ölüm korkun biterse eğer, onlar da yok olurlar, biterler; özgürleşirsin!”

“Anlatan, dinleyen özlerin her biri ‘aşk’ın hâlleriydi ve tüm evren bu titreşimle var olmuştu.”

“Gerçek mi, değil mi onu bile bilmediğin bu hayatta; bir var olan bir yok olan acılarını ya da mutluluklarını velhasıl bütünüyle hayatını yoktan var etmeye çalışırsın. Yaşam yoktan var etme çabasıdır!”

“Bir yükselip bir alçalan, ileriye doğru gideceği bir dalga gibi miydi yoksa hayat?”

Bu cümleleri yazmanın bana ne kadar iyi geldiğini anlatamam.
Kitabımın başlangıçtaki zayıf noktalarının yanına dil ve anlam zenginliği katabilirsem roman daha sağlam ve canlı olacaktı. Fakat her durumda eksikliklerin azalması için yazının ve benim olgunlaşmam gerekiyordu.

Geçen bölümde sorduğum soruyu yeniden soruyorum:

Ben bu kısa olmayan süreci bekleyebilecek miydim?
 
 

Devamı için tıklayınız.

 
 
Şen Sevgi Erişen
 
 

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

4 YORUMLAR

  • Yanıtla Meltem Ruscuklu 27 Ekim 2022 at 11:02

    Altı bölümü de okudum. Çok hoşuma gitti. Son derece içten kaleme alınmış.

    • Yanıtla Şen Sevgi Erişen 28 Ekim 2022 at 11:18

      Çok teşekkürler Meltem Hanım. Kitaplara ve okumaya düşkünlüğünüzü biraz da olsa bilen biri olarak yorumunuzun benim için ne kadar değerli olduğunu anlatamam.
       
      Sağ olun.
      Saygılar.

  • Yanıtla Buket Esin 27 Aralık 2022 at 20:30

    “…’tam’ı bulduğuna inanmaktı ‘aşk’, bir anlık dokunuştu o tamlığa”
     
    😊😊😊
     
    Ne de güzel ifadedir bu 🙏

  • Yanıtla Şen Sevgi Erişen 30 Aralık 2022 at 10:20

    Aradığımız en temel şey değil mi “tamlığımızı” hissetmek. Sizi etkilemesine çok sevindim, vakit ayırıp yorum yazdığınız için de ayrıca çok teşekkürler, iyi seneler 🙏💕☀️

  • Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan