Açık Pencere

İlk Kitabım Çıktı | 8

4 Kasım 2022

Yazı: İlk Kitabım Çıktı | 8 | Yazan: Şen Sevgi Erişen

 

İndeks

İlk Kitabım Çıktı | Bölüm 1
İlk Kitabım Çıktı | Bölüm 2
İlk Kitabım Çıktı | Bölüm 3
İlk Kitabım Çıktı | Bölüm 4
İlk Kitabım Çıktı | Bölüm 5
İlk Kitabım Çıktı | Bölüm 6
İlk Kitabım Çıktı | Bölüm 7
İlk Kitabım Çıktı | Bölüm 8
İlk Kitabım Çıktı | Bölüm 9
İlk Kitabım Çıktı | Bölüm 10
İlk Kitabım Çıktı | Bölüm 11
İlk Kitabım Çıktı | Bölüm 12

 
İlk kitabımı yazarken onu ardımda bırakamama gibi bir derdim olacağını hiç düşünmemiştim. Kitap bitse de hikâyeyi içimde yaşatmaya devam etmek, ona bir çeşit bağımlılık geliştirmem benim için sürpriz oldu. Bu yazı dizim, belki de bu soruna bir çare olur, baştan sona hazırlanma sürecini anlatmam ona karşı olan bağımlılığımı sonlandırır.

Yazdığım hikâyeden kopmanın bir zaman alacağını bilmiyordum. Bunun ne demek olduğunu da yeni öğrendim. Hikâyede yarattığım kahramanlarla yaşamayı sürdürdüğümü fark etmem ve onların alanından çıkmam zaman aldı, hâlâ da alıyor. Bunda şüphesiz ilk kitabım olmasının da rolü büyük. Diğer yazarlar için de geçerli mi bilmiyorum ama kitabımı o kadar içimden kopan duygu birikimiyle yazdım ki onun sonsuza kadar benimle yaşayacağını hissetmiştim hep. Arka kapak yazısını da tamamladıktan sonra kendime “Ben bu kitabı yazmak için yaşamışım” dediğimi ve gözyaşlarımı tutamadığımı hatırlıyorum. Beni çok etkilediğini içtenlikle söylemeliyim. Yazdıklarımın tesirinde kalmamın dışında yazma süreci de çok ilginçti. Henüz bu sayfada o bölümlere giremedim.

Kaldığım yerden devam edersem; tam “Zeo, Kio ve Mehpare” hikâyesinden çıkıp serinin ikincisini yazmaya başladığımda bir sebeple hep geriye dönmek zorunda kaldım. Bir tanıtım çalışması, sosyal medyaya görsel seçmek veya içerik üretmek, kitapla ilgili olumlu olumsuz eleştirileri göğüslemek, hedef kitleye ulaşmak için neler yapmam gerektiğine dair bitip tükenmek bilmeyen düşünceler üretmem, her seferinde benim henüz yeni doğurduğum bebeğime tekrar dönmeme yol açtı. Çevremden gelen her türlü geri bildirim benim ilk kitabımın alanından çıkmamı zorlaştırdı.

Bu arada haftalık Oksijen Gazetesi 94. sayısında Damon Galgut‘la1 yapılan bir röportajdaki ifadelerini sizlerle paylaşmak istiyorum.

“2021’de ‘Vaat’ isimli romanıma verilen ‘Booker Ödülü’2 sonrasından beri tek kelime yazamadım. Yeni işlerin yaratılması benim için her zaman cesaret kırıcı bir beklenti olmuştur ve bu ödülün de bu durumda bir değişiklik yaratacağını sanmıyorum. Yazmak dünyadaki en zor iş.”

Bu sözlerin beni çok rahatlattığını söylemek isterim. Aynı olay farklı etkiler yaratabilir şüphesiz ama yaşadıklarımdan sonra onu çok iyi anladığımı itiraf etmeliyim.

Beni yazmaktan alıkoyan etkenleri saymaya çalışayım:

Sosyal medyayı kullanmaktaki uğraşılarım, kitap yorumları yapan sosyal medya kullanıcılarına gönderilecek imzalı kitapların kargoya verilme işi, gerçek anlamda kitap eleştirmenlerine ulaşma çabalarım, imza günü planlamalarım, yayınevinden beklediğim tanıtım etkinlikleri, kitaptaki imla ve acemice yaptığım düzeltilmeden kalan yazım ve akış hataları, tanıtımına hizmet edecek etkinlikleri planlama çabalarım, imzalayıp dağıtmak üzere bana verilen kitabımın sürekli olarak gözümün önünde ve avuçlarımın arasında olması.

Bunların her biri kitabımdan bir türlü kopamayışıma sebep oldu.

Kitapları gönderirken birkaç hatalı postalama dışında büyük bir sorun yaşamadım.

Gönderdiğim kitap bir kez imzasız çıkmıştı. İki kez de geri gelen kitap oldu. Kızlarıma imzaladığım kitaplar kayboldu. İkisi de benim evden çıktı sonra şükür ki. Benim korkum hatayla onları başkalarına göndermemdi. Kargolamayı planladığım kişilerin sosyal medya sayfalarını bulamayıp adreslerini istemekte zorlandığım günler de oldu. Bunun için ayrı bir WhatsApp sayfası açtım kendime. Hemen isimlerini adres ve telefonlarını oraya aktardım.

Bu arada kargo ücretleri çok yüksekti. Başlangıçta bu çok önemli bir sorundu. O konuda da yayınevinden destek isteğime hiçbir cevap alamadım. Sonunda PTT Kargo’nun tek kitabı 5 liraya gönderdiğini öğrenince sorun çözüldü. Bu defa da PTT’lerdeki görevlilerle ilginç anlar yaşadım. Sıraya girip beklerken kendi kendime hiç telaşlanmayacağıma -aksi takdirde adresler, isimler ve telefon numaraları karışacaktı- söz verdim. Bir de her kitabı imzalarken önceden yazmamaya özen gösteriyordum. Göndereceğim anı bekliyor yani postanede yazıyor, imzalıyordum.

Bu yazılardan bazılarını paylaşayım:

○ Yıldız, AY, GÜNEŞ ve Tanrısal IŞIK yolunda yürüyen KADIN’A en derin sevgi ve saygılarımla

○ Buluşmaların GİZEMİ, Büyüsü ÜZERİNE Birkaç SÖZ

○ Hangi SES, hangi GÖNÜL SONSUZ SINIRSIZ GÜNE Selam durmaz?

Bu bölümü sorularla bitireyim:

Kitabımı yayınlandıktan sonra hiçbir çabaya girmeseydim ne olurdu? Ya da girdim de ne oldu? Yayınevinin medya görevlisini arayıp birçok soru sormasaydım bir şey değişir miydi? D&R mağazalarında kitabını bulamayan arkadaşım bana durumu haber vermeseydi ne yapardım? Ben bu aksaklığı yayıneviyle paylaşmasaydım ne olurdu? O da yetmeyip D&R pazarlama müdürüne e-posta atmayıp onlara sorular sormasaydım sonuç neye benzerdi? Rahat rahat uyuyup keyfime baksaydım bu durum nelere sebep olurdu? O hikâye geçmişte kaldı, unut artık ve yenisini yazmaya başla deseydim neler kazanırdım? Sosyal medyayı kullanmasaydım hangi sonuçlar doğardı?

Hani “akışta” kalsaydım ve daha az endişe üretip daha az koştursaydım neleri değiştirirdim?

Sizlerin bu konuda deneyimi, farklı fikirleri ya da tahminleri varsa yorumlar kısmında paylaşırsanız çok memnun olurum. En azından 2. kitabımda uygulayabilirim.
 

Devamı için tıklayınız.

 
 

Şen Sevgi Erişen

 
 

Açıklamalar:

  1. Damon Galgut: 1963 yılında Güney Afrika’nın Pretoria kentinde doğdu. University of Cape Town’da drama eğitimi aldı. İlk romanı “A Sinless Season”ı on yedi yaşında yazdı. Diğer kitapları “Small Circle of Beings” 1988, “The Beatiful Screaming of Pigs” (1991), “The Quary” (1995) ve “The Good Doctor”dır (2003).    ⇡⇡⇡
  2. Son beş yılın Booker Ödülü listesi şöyle:
    2021: Vaat/ Damon Galgut
    2020: Shuggie Bain/Douglas Stuart
    2019: Ahitler/ Margaret Atwood, Kız, Kadın, Öteki/ Bernardine Evaristo
    2018: Sütçü/ Anna Burns
    2017: Arafta/ George Saunders
    ⇡⇡⇡

 
 

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

No Comments

Cevap Yaz

Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
Girne Antik Liman
Girne Antik Liman
Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan