Bir an oldu durdum. Benden gayrı bir hayat olduğunu tam da o an anladım. Ben istemedim oldu, ben söylemedim çıktı, ben yapmadım geldim. 2,5 yıldır direndiğim Covid hastalığına ben de yakalandım ama ne yakalanmak. Beni yaka paça yere serdi, nakavt olmadım belki ama iyice…
Hayko Cepkin’in “Sen insan/san, ben insan/sam, sen de san/san ne olur ki!” şarkı sözleri şuracıkta dursun; anladım ki kendinden kaçamıyor insan. Kendinde inzivaya çekilip perdeyi çekebiliyor, gördüklerini içine bastırıp tozu dumana katabiliyor ama nereye giderse gitsin kendinden kaçamıyor. Neden kaçsın ki? Sürekli makyajlanan ve…
Tarihsel Bir Köprü: Arp Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Arp Grup Şefi Çağatay Akyol, arp eğitimine Ankara Devlet Konservatuvarı’nda Doçent Kaysu Doğanay’ın öğrencisi olarak başladı. Ardından Alman Akademik Değişim Servisi (D.A.A.D) bursu kazandı ve eğitimine Berlin Müzik Akademisi’nde Mariana Schmidt Kriceberg ve Regina Herving…
Varlık içerisinde yokluk çektiğimizi anladığım bir gündü. Sabahın körü. Aslında gerçek manâda geceydi ama biz onu çekiştirince gündüz olacağını sanıyorduk. Herkesin gece dediğine sabah saatleri diyecek halimiz yoktu. Kapkara oldu içim ve kalbimdeki bir kaç cümle dışında ışığım kalmadı, ruhum daraldı, nefes alamadım; maskeye…
Genişletilmiş bir şekilde yaşıyoruz 2022 yılının Ocak ayını. Günler soğuk, karanlık ve sessiz. Eskiden bas bas bağırdığımız şeylere şimdi sesimiz çıkmıyor. Sesimiz kısık, ruhumuz soğuk. Donduk kaldık. Aile dizimi çalışmasında travmanın donmuş haline denk geliyor bu hallerimiz. Bir gün bir yerde o buzlar kırıldığında…
Ay derken bu şekilden şekile girip bizim modumuzu etkileyen Ay’dan bahsetmiyorum. Bayağı böyle aaaaay diye bağırmak bahsettiğim. Şu sıralar çok gün oluyor, içimde yankılanan yarım ay. Hilâl olması isteğim, dolup dolup taştığını gördüğüm dolunay ise içimi çekiyor. Size de oluyor mu? Şöyle yapsam bu…
Peki ama kimdir İzzet Memi? 1982 doğumlu. Doktor, eğitmen, yazar, oyuncu… Peki ama tüm bunların ötesinde kendi halinde insan olmaya çalışan biri ile röportajımızı okumak ister misiniz? İzzet bey öncelikle bu röportajı bizimle online olarak gerçekleştirmeyi kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz. Sizinle hayata dair…
Tükenmemek için tüketiyoruz. "Bir şey olmaz" dediğimiz her gün bir adım daha geri gidiyoruz. Sabahın karanlığı akşamın karanlığı ile aynı mı? Peki ya kararan zihinlerimiz ne olacak? Hemen de normalleştirme başlıyor. Kimse böyle bir ortamda normal davranış beklemesin. Çok yağmurlu bir havada sığınacak yer…
Evlilik, yeni düzen, ev arkadaşı olmak, bir şeyleri beraber yapmaya çalışma meselesi, ortak alan. Konunun tam da ortasından girme isteğimin, diş macununu ortadan sıkma alışkanlığımla alâkalı olduğunu sanmıyorum. Bir akşam yemeğine koskoca konu olması bana bu satırları yazdırıyor. Sahi diş macununu siz nereden sıkıyorsunuz?…
Yolda gidiyorum. Tanımadığım milyonlarca insana dokunuyor gözlerim. Sonra bir tanış olma ihtimaline karşı hafızama kaydoluyor her bir bilgi. “Aklın ev sahibi beyin” diyor İzzet Memi. Çok seviyorum bu tabiri. Eğer beyin kirli, tozlanmış, havalandırılmamış, hiç misafir kabul etmemiş, süslenmemiş, yaşanmamış olursa zihin burada karışıyor.…