Hayat Rehberimiz; Eğitim

12 | Çocuğumla Neden Felsefe Yapmalıyım?

30 Haziran 2022

Yazı: Çocuğumla Neden Felsefe Yapmalıyım? | Yazan: Şen Sevgi Erişen

 

İndeks

Eğitim Konulu Köşe Yazılarına Giriş | 01
Biz Olmak ve Eğitim | 02
Ben de Kürsüde Oturmak İstiyorum | 03
Güneş Öğretmen İş Başında | 04
Öğretmeyi ve Öğrenmeyi İstemek | 05
Hata Yapmanın Hediyeleri | 06
Anlamayı Anlamak, Öğrenmek ve Bilinç | 07
Öğrencilerle Toplantı | 08
Öğretmenler Kendi Aralarında Neler Konuştular? | 09
Öğrencilerin Bakış Açısıyla “Kopya” | 10
Hepimiz Öğrenci Olduk | 11
Çocuğumla Neden Felsefe Yapmalıyım? | 12
Toplumsal Travmalarımız | 13
Ergenlikte Yaygın Bir Problem: Sigara | 14
Düzensizlik De Bir Düzendir | 15

 
11. bölümde “kopya çekmek ve kopya vermek” konusunu incelemeye çalışmıştık. Güneş Öğretmen ve arkadaşları bu konuda her zamanki gibi yeni çıkış yolları ve köklü çözümler arayışındaydı. Son zamanlarda değeri daha çok anlaşılan “felsefe” ile yol alabileceklerini düşündüler.

Öyleyse kaldığımız yerden devam etmek için önceki bölümün son cümlesini hatırlayarak başlayalım bu haftadaki bölümümüze:

“Bu konuda Felsefe Öğretmeninden destek isteyelim. Çocuklara bu durumu sorgulatsın. Ne dersiniz?”

Ve devam edelim:

Bu sorunun ardından tam da yeri gelmişken çocuklarla felsefe metotlarını kullanarak çalışmalar yapan “Çocuklar için Felsefe” eğitmeni Feray Orman‘ın sesine kulak verelim hep birlikte.
 
 
Şen Sevgi Erişen
 
 

Çocuklar için Felsefe

 
Ebeveynlere “Çocuğunuzun hangi yaşam becerileri ve değerlere sahip olmasını istersiniz?” diye sorduğumda genellikle şu kavramlarla karşılaşırım.

Özgüvenli, saygılı, destekleyici, bağımsız, meraklı, risk alabilen, sorgulayan, açık fikirli, yardımsever, empatik, yaratıcı… gibi kavramlarla.

Gerçekten de hepimiz çocuklarımızda bu değerlerin ve yaşam becerilerinin oluşmasını isteriz. Aslında bütün bu kavramları tek bir başlık altında toplamaya çalıştığımızda karşımıza “kendini gerçekleştirme” kavramı çıkar.

Kendini Gerçekleştirme

Yani kendini gerçekleştirmeye aday olan bireyler az önce saydığımız kavramların çoğuna sahip kişilerdir. Amerikalı psikolog Abraham Harold Maslow da bu kavram hakkında aynı şeyleri düşünür ve kuramında insanın kendini gerçekleştirebilmesi için en temelden, en alttan üste doğru insanın ihtiyaçlarını gösteren hiyerarşik bir ihtiyaçlar piramidi oluşturmuştur. 5 basamaktan oluşan ihtiyaçlar piramidinin en üstünde ise “kendini gerçekleştirme” kavramı ile karşılaşırız.

Aşağıdan yukarıya doğru beslenme, uyku, nefes almak gibi fizyolojik ihtiyaçlar ile güven içinde olma, bir yuvamızın olması, sevgi, saygı görme, ait hissetme, başarı gibi toplumsal ihtiyaçlar vardır. Bu ihtiyaçlar, belirli oranda giderildiğinde üst basamaklara yani “kendini gerçekleştirme” kavramına doğru çıkma şansımız artar.

Ebeveynler, çocuğunun İhtiyaçlar Piramidi’ndeki basamakları tamamlayabilmesi için ellerinden geleni yaparlar ve onlara güzel bir hayat sunmak için uğraşırlar. Ancak “kendini gerçekleştirebilen” birey olabilmek tüm yaşam boyunca elde edilen deneyimler ile birlikte oluşan ve olmaya da devam eden bir süreçtir.

Kendini gerçekleştiren birey tüm bu yukarıda saydığımız özelliklerin çoğuna sahiptir.

Eleştirel düşünme becerisine sahip, sorgulayan, meraklı, önyargılardan uzak, problem çözme yetisi gelişmiş, yaratıcı bireyler yetiştirmek nasıl mümkün olabilir? Ebeveyn olarak nereden başlamalıyım?

Başlamamız gereken yer çocuğumuzun merak duygusudur. Merak duygularına eşlik etmenin yolu ise onlar ile felsefe yapmaktır. Çünkü düşünmek, soru sormak, zorlayıcı varsayımlar tasarlamak felsefe yaparak bilenir.

🌟 Çocuğumuzla felsefe yapmanın ilk basamağı çocuğun düşüncelerine saygı duymaktır:

“Anne sence çiçekler düşünür mü?” gibi bir soru sorduğunda eğilip onun gözlerinin içine bakarak sorusunu gerçekten düşünmeye başlamanız saygı duymanın ilk adımıdır.

Çağımız modern ebeveyni, geleneksel ebeveynden daha çok çocukla ilişkiye girdiğini düşünse de çocuğa bakış açımız onun soyut ve eleştirel düşünme becerilerinin henüz yetersiz olduğu yönündedir. Çocuğun sorduğu soruların felsefi düşünme biçimine yatkın sorular olduğunu düşünmezler. Dolayısıyla onları gerçekten duyamazlar. Demek ki:

🌟 İkinci basamak, çocuğumuzu gerçekten dinlemektir.

Bilinenin tersine çocukların dünya ile ilgili düşünme kapasiteleri oldukça büyüktür. Çocukluk Felsefesi kitabının yazarı filozof Gareth Matthew kitabında şöyle bir örnek veriyor.

Kristin 5 yaşındaydı. Bağırdı.

– Harflerimiz olduğu için çok memnunum.
– Neden?
– Çünkü eğer harfler olmasaydı, sesler olmazdı, sesler olmasaydı, kelimeler olmazdı, kelimeler olmasaydı düşünemezdik ve düşünemeseydik, dünya olmazdı.

Bu büyüleyici bakış açısında aslında çocuğu argüman geliştirdiğini ve parçadan bütüne doğru tüme varımsal bir akıl yürütme ile çıkarım yaptığı görebiliyoruz.

“Aslında” der G. Matthews “Tüm yetişkinleri çocuklarda gözlenebilen saf sorgulama tarzına yöneltmek istiyorum. Bu saf sorgulama çocuklarda kendiliğinden ortaya çıkar ama yetişkinlerde bunu geri kazanmak çok zordur.”

Sorgulayıcı düşünme tarzını daha yetişkin olmadan rafa kaldırırız çünkü etrafımızdaki yetişkinler bize sorguladığımız zamanlar eşlik etmemiştir. Böylece daha derin düşünme konusunda tüm motivasyonumuzu kaybetmişiz ve günlük yaşamın sıradan mecburiyetleri ve olaylarına kendimizi bırakmışızdır. Felsefi sorular üzerinde düşünmek artık bize zaman kaybı olarak gözükebilir ancak çocuklar böyle düşünmezler. Aksine dünya onlar için sihirli bir kutudur ve buldukları her fırsatta bu sihirli kutuyu açarlar.

Felsefe yapmak, konuşmak, çocukların doğal dilleridir; içlerinden gelen duruşlarıdır.

O yüzden:

Neden geceleri rüya görüyoruz?
10 sayısını elimle tutabilir miyim?
Sonsuzluğunda sonu var mı?
Neden paylaşmak zorundayım?”

Gibi sorular sorarlar. Bu sorular üzerinde biraz düşündüğümüzde kimlik, varlık felsefesi, bilim felsefesi, ahlâk felsefesine doğru yolculuğa çıkabiliriz.

“10 sayısını tutabilir miyim?” sorusunun arkasındaki soruyu düşünmemiz gerekir. Bu soru “Sayı nedir?” sorusu olabilir. Bu da bizi varlığın ne olduğunu sorgulamaya götürebilir.

“Neden paylaşmak zorundayım?” sorusunun arkasındaki soru: “Paylaşmak her zaman doğru mudur?” olabilir ki bu da bizi toplumsal etik üzerine bir konuşmaya ve düşünemeye itiyor demektir.

Bu bize şunu gösterir çocuklarla felsefe konuşmaya cesaret etmemiz gerekir. Başlangıçta hem kendiniz hem de çocuğunuz için düşünmenin karmaşık olduğu yanılgısına düşebilirsiniz. Bu kaygılarınız oldukça anlaşılır kaygılardır. Ancak çocuklarınızla felsefe yapmak, akademik anlamda felsefe yapmak değildir ya da onlara filozofların neler düşündüğünü öğretmek demek değildir. Sadece anadiliniz ile çocuklarınızla konuşmaktır, aynı sözcüklerle ancak farklı şeylerden konuşmak ve farklı bakış açılarından düşünmek demektir.

Her zaman kullandığımız akıl yürütme biçiminden dolayı yaşadığımız sorunları, ancak o akıl yürütme kalıbının dışına çıkarak çözebiliriz.
 

Bu Yazının Egzersizi:

Düşünce detektifi olmak:

Gün içerisinde çocuğunuz çevresinde gördüğü, duyduğu deneyimleri sizinle paylaşmak isteyecektir.
Bir düşünce detektifi olarak soruların veya düşüncelerin size gelmesini dikkatle bekleyin. Çocuğunuz size ne söylemek istiyor, düşünün.

Örneğin; “Ağlamak için insan mı olmak gerekir?” şeklinde bir soru sorduğunu farz edelim. İlginç bir soru gibi görünüyor.

“Peki, sen ne düşünüyorsun? Sence ağlamak için insan mı olmak gerekir?”

Kendi fikrinizi paylaşmadan önce kendi sorusunu ona yönelterek, düşüncesini tekrar gözden geçirmesini sağlayın. Keyifli düşünmeler.
 
 
Feray Orman
 
 

Devamı için tıklayınız.

 
 

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

5 YORUMLAR

  • Yanıtla Didem Çelebi Özkan 30 Haziran 2022 at 10:19

    Harika bir yazıydı, keyifle okudum. Feray Hanım’a da katkıları için teşekkürlerimi sunuyorum.
     
    Kendi çocuklarımı -bir felsefe mezunu olarak 😁- daima felsefeyle iç içe büyütmeye özen gösterdim. Sorgulamayı, eleştirel bakış açısını, her şeyi olduğu gibi kabul etmemeyi öğretmeye çalıştım.
     
    Çok küçük yaşta mitoloji ile tanıştırdım her ikisini de ve mitlerin, o çağ insanları için Dünya’yı anlamlandırma çabası olduğunu anlattım. Yaşları ilerledikçe de filozofların -özellikle hayranı olduğum Sokrates’in- sistemlerini ufak ufak anlattım. Demir, “Sokrates’in Savunması”nı sanırım 15 yaşında okudu.
     
    Felsefe eğitiminin okullarda çok daha ciddiye alınması gereken bir konu olduğunu düşünüyorum. Eğitim sistemimimizin açığını kendi elimden geldiğince kapamaya çalışıyorum -en azından çocuklarım için-. Bu yazı da bu yüzden çok çok kıymetli benim için, okuyunca çok mutlu oldum, yeniden teşekkür ediyorum.

  • Yanıtla Şen Sevgi Erişen 4 Temmuz 2022 at 06:39

    Didemcim, hayat gibi aldığımız eğitimde de felsefi bakış açısı olmadığında pek bir değer üretemiyor insan. Çocuklara yönelik felsefe çalışmaları yapan Feray Hanım’la yollarımızın kesişmesinden çok memnunum. İkinize de teşekkür ediyorum 🙏

  • Yanıtla Nimet Canbayraktar 4 Temmuz 2022 at 12:09

    Ne kadar yararlı ve aydınlatıcı bir yazı. Anlatım tarzınız çok iyi ve çok net. Bu günden sonra çocuklara daha farklı yaklaşacağım kesin.
     
    Teşekkürler.

  • Yanıtla Şen Sevgi Erişen 4 Temmuz 2022 at 13:03

    Çok teşekkürler Nimet Hanım. Umarım Feray Hanım’la birlikte yazmaya devam ederiz. Ekibimiz daha da zenginleşir.

  • Yanıtla Feray Orman 19 Temmuz 2022 at 11:17

    Değerli yorumlarınız için çok teşekkürler.

  • Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan