Eve doğru yürürken içinde bir heyecan, bir gençlik kıpırtısı hissetti. Adeta yeni bir eş bulmuştu kendine. Epey uzun zamandır erkek arkadaşı olmamıştı. Belki de o olmasını istememişti. Emin değildi. Telefondaki görünmez, bilinmez sesin -cinsiyeti kesin olarak anlaşılmasa da- esrarengizliği onu etkilemişti. Bir de alışık…
Sokaklarını yeni öğrendiğim bir şehirdeyim. Genellikle yakın bir zamanda gittiğim yerlerin yolunu biliyorum sanırım ama yine de her defasında da karıştırırım. Kaç defa varmak istediğim yere çok yakın olduğum halde orayı bir türlü bulamamışımdır. Etrafında dönüp durduğumu fark ettiğimde de ‘tavaf ettim’ burayı derim…
Kadın, sabah kalktığında kollarını sıvazladı. Bacaklarını uzatıp gerindi. Omuzlarını ovaladı. Gördüğü rûyanın etkisinden çıkmakta zorlanmıştı. “Uyanır uyanmaz sıçrayıp kalkmamalı” dedi kendine. “Vücuduma bazen çuval ya da istediğim yere çekip götürdüğüm bavul muamelesi yapıyorum. Onun enerjisini hissetmem için hiç zaman harcamıyorum. Onunla konuşmuyor, kalkmak isteyip…
Kadın yazabildiği sürece kaç farklı hikâye oluşacak, hepsi bir araya geldiğinde nasıl bir hikâye bırakacaktı geride, bilmiyordu. Bildiği tek şey varsa o da hepsi farklı gibi görünse de bir araya geldiklerinde “tek bir hikâye” olduğu gerçeğiydi. Aslında o bir tek hikâye yazıyordu. İlk yazdığı…
Kadın ilk kitabını yazmış, adamla da yeni tanışmıştı. Tabloları gördüğünde beğenmiş ve bunu olabildiğince ifade etmeye çalışmıştı. Adam da onun kitabını okumuş ve beğendiğini söylemişti ama yine de ikisi de anlaşıldıklarından emin değildiler. Kadın son birkaç buluşmalarında buna benzer bir sorun üzerine konuştuklarını hatırladı.…
İlk katıldığım fuar Kartal Kitap Fuarı‘ydı ve çok sönük geçti. İlk gün gittiğimde bunu anlayıp ertesi gün gitmedim zaten. Fakat fuar öncesi bir görsel hazırlandı. Yayınevinin hazırlattığı duvar afişi ve ayaklı afişler de yaptırıldı. Daha sonra ben de birkaç sosyal medya sayfam için afiş…
Yayınevinin yazarı ve benim kitabımın editörlüğünü yapacak kişi için sözleşmenin pek de bir önemi yoktu. Kendisi benimle bazı tecrübelerini paylaştı. Anlaşma yaptığı bazı yayınevleriyle bitmek bilmeyen, uzayıp bir türlü sonuca varılamayan davaları olduğundan bahsetti. Ona göre sözleşmeler önemli değildi. Benim görüştüğüm yayınevinin birçok benzeri…
Kitap çıkarma serüveninin geldik en can sıkıcı bölümüne. Tahmin edebileceğiniz gibi konu, yayınevinin seçimi ve anlaştığım yayıneviyle sözleşme aşaması. Ben bu süreci ikiye ayırarak anlatayım. Yayınevi arama, bulma/bulamama ve seçtiğim yayıneviyle sözleşme imzalama süreçleri. İlk bölüm için söyleyeyim, hayrete düşmemek, hayâl kırıklığı yaşamamak, kırılıp…
Bu bölümde kitabımı yazarken yaşadığım ilginçlikleri anlatmayı planladım. Öncelikle düz yazı yazarken kendiliğinden ortaya çıkan şiirsel bölümler geldi aklıma. Bir yandan hikâyeyi oluşturmaya diğer yandan kurguyu toparlamaya çabalarken konuyla ilgili olarak içimden dökülüveren şiirler benim için çok ilgi çekici bir akış oldu. Şiir yazmayı…
İlk kitabımı yazarken onu ardımda bırakamama gibi bir derdim olacağını hiç düşünmemiştim. Kitap bitse de hikâyeyi içimde yaşatmaya devam etmek, ona bir çeşit bağımlılık geliştirmem benim için sürpriz oldu. Bu yazı dizim, belki de bu soruna bir çare olur, baştan sona hazırlanma sürecini anlatmam…